Genel SağlıkHABERLER

GÜNEŞ KEYFİNİZ KABUSA DÖNÜŞMESİN

Deniz, kumsal ve güneş tatilin vazgeçilmezleri arasında yerini alıyor. Yıl boyunca sabırsızca beklediğimiz kısıtlı tatil döneminde denizden ve güneşten mümkün olduğunca yararlanmaya çalışırız. Ancak her şeyin fazlası zararlı olduğu gibi güneşin de fazlası bedenimize ciddi zararlar verebilir. Kadıköy Şifa Hastanesi Dermatoloji uzmanı Dr. Havva Güngör güneşten nasıl doğru faydalanabileceğimizi anlatıyor.

Güneşin yaşamımız için yararlı etkileri olduğu kadar zararlı etkileri de vardır. UV-A, UV-B, UV-C ışınlarından oluşan güneş ışınları derinin üst ve alt tabakalarını etkileyerek çeşitli değişimlere neden olur. UV-A yıl boyunca mevsimlere bağlı olmaksızın etkili olurken, UV-B ise yaz aylarında ve yüksek rakımlı bölgelerde daha yoğundur.

Güneş ışınları deride zamanla incelme, elastikiyetin bozulması, kuruluk, renk değişikliği, kılcal damarların belirginleşmesi, ışığa bağlı yaşlanma ve deri kanserinin oluşma riskini artırırlar. Derinin üst tabakası güneş ışınlarının etkisinden yansıtma yoluyla kısmen korunmasına rağmen bu etki günümüzde yeterli olmamaktadır. Bu yüzden, güneşten koruyan ürünlerin kullanımı büyük önem arz eder.

Güneş ışığı, yanık, bağışıklık sistemi baskılanması, ışığa duyarlı cilt hastalıklarının alevlenmesi, kırışıklık, lekeler, gözde katarakt oluşumu, deri kanserlerine yol açar. Cilt kanseri daha çok kronik olarak güneşe maruz kalanlarda görülür. Güneş ışınlarının deride oluşturduğu etkiler deri tiplerine göre farklılık gösterir. Açık tenliler bu zararlı etkilere daha fazla maruz kalırlar. Bütün bunların dışında alerjiye meyilli bireylerde güneşe çok az çıksalar dahi döküntülü hastalıklar gözlenebilir. Bazı ağızdan alınan ya da sürülen ilaçlar, parfüm ve bitkisel ürünler bu alerjik reaksiyonların ortaya çıkmasında destekleyici olabilirler.

Güneşten korunmak için ışınların en şiddetli olduğu öğlen saatlerinde dışarı çıkmamaya özen gösterilmelidir. Şemsiye, şapka kullanılmalı, açık renk kıyafetler tercih edilmelidir. Erişkinler deri tiplerine göre farklı koruma faktörü içeren ürünler kullanabilirler. Ancak çocuklarda deri tipine bakılmaksızın yüksek faktörlü ürünler kullanılmalıdır. Güneşten koruyan ürünler, güneşe çıkmadan yarım saat önce deriye uygulanmalıdır. Bu ürünler deriye eşit miktarda yedirilerek ve gerekirse; sık havuza girmek, havlu ile kurulanmak ve terlemek gibi durumlarda gün boyunca sık sık uygulanmalıdır.

Güneş koruyucular etki mekanizmalarına göre kimyasal, fiziksel, kombine koruyucular olmak üzere üç grupta incelenir. 6 aydan küçük çocuklarda titanyum dioksit içeren güneş koruyucular daha az tahriş yaptıkları için tercih edilirler. İyi bir güneş koruyucu aynı anda UV-A ve UV-B’ye karşı yüksek koruma faktörü içermelidir. Kokusuz, renksiz, suya ve terlemeye dayanıklı ve hipoalerjenik olmalıdır.

Son yıllarda güneş koruyucuların deri kanseri riskini artırdığına dair bir takım söylentiler ortaya atılmıştır. Bu, ürünleri kullananların üründen aldıkları cesaretle güneş altında kalış saatlerinin artışının sonucu gibi düşünülmektedir.

Deri kanserlerinde erken teşhis önemlidir.

3 – 4 hafta içinde iyileşmeyen yaralar
Kaşınan kabuklanan, kanayan leke ve yaralar
Büyüklüğü, kalınlığı, yapısı değişken, kenarı düzensiz benler
Rengi çok kısa koyulaşan, büyüyen ve üzeri pürüzlü benler, fark edildiği zaman acilen bir cilt doktoruna görünmek erken tanı ve tedavi açısından önemlidir.

Solaryum da zararlı ışınlar içerdiği için kaçınılması gereken bir bronzlaşma yöntemidir. Solaryum suni UV-A lambaları içerir. Bu da kronik güneş etkileri olan foto yaşlanma ve deri kanserine neden olur. Bir diğer bronzlaştırıcı yöntem olan dihidroksiaseton içeren kremlerin (otobronzan) kullanımı da tartışmalıdır. Bu ürünlerin güneşten koruma özellikleri yoktur. Kullanımı halinde ilave güneş koruyucu kullanılması önerilir.