Genel SağlıkHABERLER

AÇIK CERRAHİ SONRASI YÜZLERCE KADIN BEBEK SAHİBİ OLAMIYOR

Özellikle deneyimli ve ehil eller tarafından yapılmayan çoğu karın bölgesi açık cerrahi operasyonları sonrası meydana gelebilen yapışıklıklar ve diğer komplikasyonlar nedeniyle birçok kadın hayatının ileriki döneminde kısırlık sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Açık cerrahiye oranla laparoskopik cerrahi yöntemi ile gerçekleştirilen operasyonlar sonrası karın içi yapışıklık gelişme olasılığı oldukça düşüktür. Diğer taraftan; kısırlık problemi nedeniyle tedavi gören pek çok kadın da, laparoskopik cerrahi yöntemi ile tedavi edildikten sonra kendiliğinden gebe kalabilmektedir.

Türkiye’nin yetiştirdiği en ünlü kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarından, bugüne kadar 20 binin üzerinde kadını sağlığına kavuşturan Prof. Dr. Yücel Karaman, “Açık cerrahi ameliyatlarının neden olabildiği komplikasyonlar ile laparoskopik cerrahinin sağladığı faydalar” hakkında bilgi verdi.

Açık Cerrahi Yerini Laparoskopiye Bırakıyor

Çağdaş tıptaki önemli gelişmelerden biri de cerrahi girişimlerde yaklaşımı tamamen değiştiren laparoskopik cerrahi. Önceleri karın üzerinde büyük bir kesi yapılarak uygulanan birçok operasyon, günümüzde artık laparoskopiyle 3 küçük delikten yapılmaktadır.

Gelişen teknoloji sayesinde artık laparoskopik operasyonlar da çok daha güvenle yapılabilmektedir. Karbondioksit lazer cihazı ile yapılan laparoskopik operasyonlar hasta konforunu artırırken; operasyon süreleri ve komplikasyon oranlarını da azaltıyor.

Çocuk Sahibi Olmak İsteyen Kadınlar Miyomlarından Korkmasın

Türkiye’de kısırlık sorunu yaşayan kadınların büyük bir bölümünün geçmişinde miyom hikayesi bulunuyor. Miyomu olan bir kadın açık cerrahi ile ameliyat edildiğinde karın içi yapışmalar daha fazla meydana gelebiliyor. Bu yapışmalar ağrıya yol açtığı gibi kısırlığa da neden olabiliyor. Hasta laparoskopik yöntemle ameliyat olduğu takdirde karnın içine el girmediği için yapışıklık ihtimali az olduğundan bu hastalarda kısırlık gelişme ihtimali çok azdır.

Laparoskopik Cerrahide Hasta Aynı Gün Taburcu Oluyor

Laparoskopiyle miyomları çıkartılan kadınlar sabah hastaneye yatıp, akşamına taburcu olabiliyor. Açık cerrahide ise hasta 3- 4 gün hastanede kalabiliyor.

Laparoskopik cerrahide operasyon 3-4 küçük delikten yapılıyor. Böylelikle estetik açıdan hiçbir sorun oluşturmuyor. Açık cerrahide ise çok daha büyük bir kesi açılıyor.

Laparoskopik cerrahide geniş kesiler olmadığından enfeksiyon oranı çok düşüktür.

Laparoskopik cerrahide operasyon sonrası ağrı, açık ameliyata göre çok daha azdır.

Laparoskopik cerrahide organların yapışma riski en aza indirgeniyor. Açık cerrahide ise karın içerisindeki yapışıklıktan dolayı ağrılar, bağırsak ve idrar yolları şikayetleri olabiliyor.

Açık cerrahide kısırlığa neden olabilecek komplikasyonlar daha fazla oranda görülebilmektedir.

-Daha önce bir veya daha fazla kez ameliyat olmuş hastanın tekrar ameliyat olması gerektiği açık cerrahi yönteminde komplikasyon ihtimali artmakta iken; laparoskopik cerrahi ile çok daha sorunsuz ve kolay bir şekilde bu ameliyat yapılabilmektedir.

Ameliyat izi kalmıyor

Bilindiği gibi kadınlar için güzellik ve estetik, pek çok şeyden önce gelir. Açık cerrahinin neden olduğu ameliyat izleri nedeni ile estetik kaygısı yaşayan hatta psikoloğa gitmek zorunda kalan pek çok hasta ile karşılaşmak mümkündür. Bu yöntemle hastanın cildi ve karın tabakaları geniş olarak kesilmemekte, sadece birkaç ufak delikten işlem yapılmakta olduğundan kozmetik olarak kötü bir görüntü oluşmamaktadır. Kadınlar operasyon sonrasında ameliyat izi olmaksızın eski hayatlarına rahatlıkla devam edebilmektedir.

Hastalar eski sosyal aktivitelerine hızla dönebiliyor

Bu yöntemin hasta için en önemli avantajı cok kısa sürede ayağa kalkabilmektir. Bunun en önemli nedeni açık ameliyatlara oranla doku harabiyetin daha az olması ve hastaların çok kısa süre içerisinde taburcu edilmesidir. Ameliyattan sadece birkaç gün sonra hasta tüm ihtiyaçlarını kendisi görebilecek hale gelebilmekte, rahatlıkla sokağa çıkabilmekte hatta işine dönebilmektedir. Açık cerrahide iyileşme süreleri oldukça uzun iken bu yöntemle yapılan ameliyatlardan sonra hasta günler içerisinde normal yaşantısına döner.

Türk kadınları da en ileri teknoloji ile operasyon olmayı hak ediyor

Hastalar kendi rahatsızlıkları konusunda her zaman bilinçli olamıyor. Şiddetli adet kanaması, rahim içi urları, endometriyozis ya da over kisti nedeniyle uzmanlara başvuran kadınlar hastalığın verdiği panik ve korku ile tedavi seçenekleri konusunda yeteri kadar bilinçli davranamıyor. Ya da bazen hastalar yanlış bilgilendirilebiliyor. Deneyimli kişilerle uygun adımlar atıldığında komplikasyon oranları da azalır. Bu nedenle kadınlar gidecekleri uzmanı çok iyi araştırmalıdırlar.

Yurt dışında bu tarz vakaların tamamına yakını laparoskopik cerrahi ile gerçekleştirilirken; ülkemizde bu sayılar henüz istenilen seviyelerde değildir. Buradaki en önemli sorunumuz, bu yöntemin ülkemizde her merkezde ve sağlıklı bir şekilde uygulanmıyor olmasıdır. Bizim kadınlarımız bunu hak etmiyor, bizim kadınlarımız da laparoskopik yöntemlerle tedavi edilip başarılı ve az zahmetli bir operasyon süreci geçirmeyi hak ediyor; dolayısıyla laparoskopik yöntemlerin daha yaygın hale getirilmesi gerekiyor.