Genel SağlıkHABERLER

HAREKETSİZLİĞİN YARATTIĞI HASTALIKLAR ÖLÜM NEDENLERİ ARASINDA BİRİNCİ SIRADA

İnsanların ölüm nedenleri son 100 yıl içinde çok ciddi değişim gösterdi. 100 yıl önce enfeksiyon hastalıkları asıl ölüm nedeni iken, günümüzde hareketsizliğin yarattığı hastalıklar ilk sıraya yerleşmiş durumda. Hareketsizlik obezite, yüksek tansiyon, kalp damar hastalıkları ve tip II diyabet gibi hastalıklara neden oluyor. Bu hastalıkların tedavisinde ya da önlenmesinde ilaçlar ve beslenmenin yanı sıra, egzersiz çok önemli bir yer tutuyor. Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi’nden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Tolga Aydoğ, bu hastalıkların tedavisinde egzersizin önemini anlattı.

13 Şubat 2009, İstanbul – Günümüzde hareketsizliğin yarattığı obezite, yüksek tansiyon, kalp damar hastalıkları ve tip II diyabet gibi hastalıklar ölüm nedenleri arasında yer almaya başladı. Bu hastalıkların tedavisi veya önlenmesi için ilaçlar ve beslenmenin yanı sıra, egzersizin çok önemli bir yer tuttuğunu belirten Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi’nden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Tolga Aydoğ, konuya ilişkin merak edilen soruları yanıtladı.

Kronik hastalıkların tedavisinde egzersizin yeri nedir?

Son 50 yıl içinde kronik hastalıklarda ve onların oluşmasının önlenmesinde egzersiz giderek önem kazandı, önemi her geçen gün giderek artıyor. Artık hekimler tip II diyabeti, tansiyonu, kalp damar hastalığı, kireçlenmesi (Osteoartrit), hiperlipemisi (Kan yağlarının artması) ve osteoporozu olan hastalarda tedavinin sadece ilaç kullanılarak mümkün olmadığın biliyorlar. Hastalar hangi ilacı alırsa alsın, diyetine dikkat etmeden ve egzersizini yapmadan hastalığını kontrol altına alamaz. Bu hastalıkların yanı sıra bazı kanser türleri ve depresyondan korunmak için de egzersizin şart olduğu bilinen önemli bir başka gerçek.

Hekimler gerekli gördükleri hastalarına nasıl ilaç reçetesi yazıyorlarsa, egzersiz için de, aynen ilaç gibi doz-cevap ilişkisi gösterdiği ve seçilen egzersizin tipine göre cevap ortaya çıktığı için, aynen ilaç gibi bir reçete hazırlamalıdır. Reçete, egzersizin haftada kaç gün, bir günde ne kadar süre ile hangi şiddette ve hangi egzersizleri yapılacağının tarifini içermelidir.

Egzersizin şiddetiyle sağlayacağı yarar arasında nasıl bir ilişki vardır?

Egzersizin şiddetinin artması, beklenen yararı belirli bir ölçüde artırır. Bu yarar kişinin sahip olduğu aktivite düzeyi ile ciddi ilişkili. Ciddi egzersiz yapan kişilerde bu yarar nispeten daha düşükken, egzersiz yapmayan kişilerde bu cevap çok daha belirgin olabiliyoyr. Ama aynen ilaçta olduğu gibi bu yanıtta da bireysel farklılıklar bulunuyor.

Egzersizin de ilaç gibi yan etkisi var mıdır?

Bir ilaç olarak düşündüğümüz egzersizin tabii ki diğer ilaçlar gibi bir takım zararları, yan etkileri de olabiliyor. Dolayısıyla yapılması önerilen egzersizlerde, kişide olası iyileşme durumunu, egzersizin yan etkilerini ve zararlı durumlarını da mutlaka düşünmek gerekiyor. Şekeri ve aşırı kilosu olan bir hastanın, nasıl olsa hekimler yürüyüş öneriyorlar diye egzersizi basite indirgeyerek sadece yürüyüş yapması, hastaların birbirlerinin ilaçlarını kullanması gibidir. Egzersiz yeterli dozda yapılmadığı zaman yararlı olamazken, çok veya uygun olmayan kişilerde yapılması durumunda sorun ortaya çıkarabiliyor.

Yürümek, gerçekten de çok yararlı bir spor. Ancak hastanın öncelikle, yürümeye bir engelinin olup olmadığının gözden geçirilmesi, yürümenin hangi hızda olacağının, haftada kaç gün ve her gün ne kadar yapılacağının da belirtilmesi gerekiyor. Bunların belirtilmesi durumunda kişinin yürüyüşü güvenli ve çok daha etkin bir hale gelir.

Egzersiz kanser tedavisinde de etkili

Egzersizin kesinlikle etkili olduğunun bilindiği hastalıklar nelerdir?

Düzgün planlanmış bir egzersiz programının insülin direncinde, tip II diyabette, dislipidemi, hipertansiyon, obezite, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, kalp ve damar hastalığı, kalp yetmezliği, osteoartrit, fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu ve depresyon tedavisinde çok etkili olduğu ortaya konmuştur. Egzersizin ayrıca kanser ve astımda da olumlu etkileri bulunduğu belirtiliyor.

Günümüzde sayıları giderek artan ve yaşamımıza daha çok girmeye başlayan spor salonları, bu konuda yardımcı olabilir mi?

Sağlık durumumuzu temelden etkileyen üç önemli öğe bulunuyor: genetik, beslenme ve egzersiz. Bunlardan son ikisi değiştirilebilir nitelikte olup, spor salonları bu anlamda sağlıklı kişilerde çok yardımcıdır. Üstelik spor salonlarında egzersiz yapan bireyler, kendi başlarına egzersiz yapan bireylere göre daha uzun süre egzersize devam ederler.

Egzersize uyum, aynen uzun süreli ilaç kullanımına benzer. Bir ilacı uzun süre düzenli almak gerçekten çok zordur. Nitekim yapılan çalışmalar günlük düzenli alınması gereken kemik erimesi ilaçlarının, bir yıl sonra, çoğu hasta tarafından kullanılmadığını gösteriyor. İlaç firmaları bu yüzden daha seyrek, haftalık, aylık kullanılabilen ilaçları üretmenin çabasında ve bu şekilde devam sorununu kısmen çözdüler. Maalesef aynı durum egzersiz için söz konusu değil. Kişileri zaman zaman spor salonunda egzersiz yaptırmak onların egzersize devamları açısından etkili bir yol olarak karşımıza çıkıyor. Bu açılardan spor salonları çok önemli bir yardımcı olarak görülebilir.

Ancak spor salonları, olabilecek sağlık ve hukuki sorunlar yüzünden, mümkün olduğunca sağlıklı bireyleri salona kayıt etmek istemiyorlar. Spor salonlarında çalışan kişiler egzersizi çok iyi bilmelerine karşın maalesef hastalıklar ve egzersiz konusunda yeterince bilgiye sahip değiller. Maalesef, kronik hastalıkları olan bireylerde spor salonları etkin olarak kullanılamıyor. Bir yandan spor salonlar onları kayıt etmek istemezken, diğer yandan onlar sağlıkla ilgili sorunları yüzünden buralara başvurmuyorlar. Dolayısı ile kronik hastalığı olan bireylere yardımcı olacak, onların sağlıklı spor yapmalarına olanak sağlayacak yapılanmalara olan ihtiyaç her geçen gün artıyor.

ASM Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi olarak bu konuda nasıl bir hizmet veriyorsunuz?

Spor salonları, beslenme ve diyet uzmanları bu konu ile uğraşmakla beraber, kronik hastalığı olan bireyler için her ikisini bir arada ele alan sağlık yapılanması yok denecek kadar az. ASM Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi’nde bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak bir bölüm oluşturduk. Merkezimiz beslenme-diyetetik, kardiyoloji, fizik tedavi rehabilitasyon uzmanları, spor hekimi, check-up merkezinde dahiliye uzmanı, fizyoterapist ve egzersiz salonu ile bu konuda ciddi katkıda bulunuyor.

Burada bulunan hekimler kronik hastalığı olan kişilerin öncelikle sağlık durumlarını gözden geçirip, onlara uygun ilaç tedavisini başlıyorlar. Sonra beslenme ve diyetetik uzmanı onlara beslenme önerilerinde bulunup, gerekirse bu hastaları izlemeye alıyor. Son olarak spor hekimi hastaların egzersiz kapasitelerini gözden geçiriyor. Onlara uygun bir egzersiz planı çıkarılıp, önceleri hekim ve ardından fizyoterapist eşliğinde yaptırılıyor. Egzersiz yapmak için merkezimize gelemeyecek olan kişilere ise evde uygulamaları için bir egzersiz reçetesi yazılıyor. Sonrasında belirli aralıklarla hastaları izleyerek, hastalıklarının ve egzersiz kapasitelerinin gelişimi gözden geçiriliyor, zaman zaman egzersizlerinde gerekli düzenlemeler yapılıyor.