Genel SağlıkHABERLER

BAYRAM TATLINIZ SÜTLÜ, BÖREĞİNİZ SEBZELİ OLSUN!

Baştan çıkartıcı Şeker Bayramı ikramlarında küçük ve pembe hileler yaparak tatlı şokuna girmemeyi başarabilirsiniz: Güllaç ve aşure gibi hafif tatlıları tercih edin. Zeytinyağlı dolma değil, zeytinyağlı sebze yemeği yiyin. Yağlı börekler yerine, bol sebzeli ve fırında pişmiş böreklere yer verin.

Oruç tuttuğumuz Ramazan ayı boyunca, yemek saatlerimiz, yemek tercihlerimiz, yemek çeşitlerindeki ve porsiyonlardaki artış gibi beslenmemizde birçok değişiklik yaşandı. Oruç ayının sonunda; vücuda fazla yüklenmeden, yavaş yavaş eski alışkanlıklarımıza dönmeliyiz.

Özellikle de Ramazanın hemen ertesinde başlayan Şeker Bayramı’nda; birbirinden lezzetli yemek ve ikramları görünce kendimizi kaybetmemekte fayda var! Çünkü genellikle bayram sofralarını oluşturan yağlı, ağır yiyecekler, şerbetli hamur tatlıları ve yağ içeriği yüksek olan çikolata gibi gıdalar; başta sindirim sistemi olmak üzere, tansiyon düzensizlikleri, kalp rahatsızlıkları, şeker yükselmesi gibi birçok sıkıntılara yol açabilir. Medical Park Fatih Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Sevil Nas Can; bayram ikramlarını daha hafif gıdalardan seçersek, hem bayramı, hem de sağlığımızı doya doya yaşayabileceğimizi söylüyor. “Vücudumuz bayramın farkında değildir, o yüzden bayramda da mı yenmez demeyin” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Sevil Nas Can; sağlıklı bir bayram geçirmek için önerilerde bulundu:

Şerbetli ve hamurlu tatlılar yerine; sütlü tatlılar, meyve salataları, güllaç ve aşure gibi daha hafif tatlılar tercih edebiliriz.

Et-tavuk- balık yemeklerini kızartmak veya kavurmak yerine; ızgara, fırın ve haşlama tarzı şeklilerde pişirebiliriz.

Zeytinyağlı dolma ve sarma yerine; zeytinyağlı sebze yemeklerine yer verebiliriz.

Fazla yağlı börekler yerine; bol sebzeli ve fırında az miktarda sıvı yağla pişmiş börekler tercih edebiliriz.

Ziyarete gelen konuklara kesinlikle ısrarcı davranmamalıyız. Sevdiğimiz için iyilik diye yaptığımız ısrarlar, farkına varmadan onların sağlığına zarar verebilir.

Özellikle kalp ve şeker hastaları, tansiyonu ve mide rahatsızlıkları olan kişiler; yeme içmelerine çok daha dikkat etmeli, yapılan ikramlara hayır demesini bilmeli ve hatta şeker hastaları ara öğünlerini yanlarına almalıdırlar.

Mutlaka güne hafif bir kahvaltıyla başlamalı, öğlen yemeğini atlamamalı, karnımızı börek, tatlı ve şeker gibi gıdalarla doyurmamalıyız. Sütlü tatlı veya hafif olan ikramları; daha çok öğlen ile akşam arasındaki vakitte tüketmeli, metabolizma hızı ve hareket düzeyimiz azaldığı için akşam ve geç saatlerde tüketmemeliyiz.

Öğün aralarında veya bir yerlere ziyaret giderken aç gitmemeliyiz. Çünkü yapılan ikramları geri çevirmek veya ölçüsünü bilmek zor olabilir. Öğün saatiyse ana yemeğimizi, ara saatlerdeyse ara öğünümüzü ( süt- yoğurt- meyve gibi) yiyip öyle evden çıkmalıyız.

Porsiyonlarımızı ayarlamanın kolay yolu ise; tatlı veya yemekte kullanılan kaseleri, pasta ve yemek tabaklarını küçük boylarından tercih etmektir.

Asitli içecekler, kahve veya çay yerine; Ramazan ayında tüketimi azalan suyu tercih etmeliyiz.

Bayramda da fiziksel aktivitemizi artırıcı hafifi yürüyüşleri ve egzersizleri ihmal etmemeliyiz.