Genel SağlıkHABERLER

HORMAN KULLANIMINA DİKKAT

Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nigar Dursun Türk Kalp Vakfı ile Şişli Belediyesi’nce ortaklaşa düzenlenen “menopoz” konulu toplantıda osteoporozun kemik kütlesinin azalması ve kırılganlığının artması olduğunu ifade ederek, “50 yaş üzeri her 4 kadından 1’inde osteoporoz gelişiyor” dedi.

Bunun kalça, omurga ile bel kırıklarına yol açtığını ve yaş ilerledikçe kırık riskinin de arttığını vurgulayan Prof. Dr. Dursun, menopozla birlikte her yıl kemiklerin yüzde 2-3’ünün kaybedildiğini bildirdi.

Prof. Dr. Dursun, 50 yaşın üzerindeki her 2 kişiden 1’inde osteoporoza bağlı kırıklar meydana geldiğini anlatarak, “50 yaş üzeri her 6 kadından 1’inde kalça kırığı ile el kırığı, her 10 kadından 1’inde de omurga kırığı oluşuyor. Kalça kırıklarının yüzde 20’si ölümle sonuçlanıyor. Yine kalça kırığı geçirip de yaşayanların yüzde 50’sinde, kalıcı sakatlıklar oluşuyor” diye konuştu.

Maksimum kemik kütlesine erişmek için çocukluk çağından itibaren zengin gıdalarla beslenmek ve sportif aktiviteleri alışkanlık haline getirmek gerektiğini belirten Prof. Dr. Dursun, risk faktörlerini ise “50 yaş ve üzeri olmak, östrojen ve beslenmede kalsiyum eksikliği, d vitamini eksikliği, fiziksel aktivite olmaması, ailede osteoporoz bulunması, ince ve narin vücut yapısı, alkol, sigara ve kafeinli içecek tüketimi” olarak sıraladı.

Prof. Dr. Nigar Dursun, egzersiz olarak da yürüyüşün yanı sıra gençlere dans, step ve aerobik gibi önerilerde bulundu.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal Bayülkem de, yıllar önce utanılan, fısıltı şeklinde değerlendirilen menopozun artık rahatlıkla tartışıldığını söyledi. Menopoza girenlerde “ihtiyarladım” kompleksinin oluştuğuna işaret eden Prof. Bayülkem, yine adet görememe ve çocuk doğuramamanın da aşağılık duygusu yarattığını bildirdi. Türk Kalp Vakfı’nda da çalışan Prof. Dr. Bayülkem, menopozla birlikte kadınlarda görülen bazı psikolojik belirtilerin de “Belli yaştan sonra çocuk yapma duygusunun artması, çok süslenme, eski genç kız psikolojisine dönme, aşırı derece eşini kıskanma, 50 kere telefonla eşini arama ve evden kaçma” olduğunu kaydetti.

Bu problemlerin zamanla yok olduğunu anlatan Prof. Dr. Bayülkem, bu devrede aile desteğinin önemine dikkat çekti.