Genel SağlıkHABERLER

TÜYOD KONGRESİNDE MUCİZEVİ BİR HİKAYE BİLİMSEL UMUTLARI YEŞERTTİ

SEVGİNİN GÜCÜ YAPAY DESTEK SİSTEMİYLE BİR OLUNCA … BİR HAYAT YENİDEN DOĞDU

Yapay Organlar ve Destek Sistemleri Derneği (TÜYOD), ilk kongresini 15-17 Haziran tarihlerinde İstanbul, Polat Renaissance Hotel’inde düzenledi.

Kongrede, dünyaca ünlü yerli yabancı biliminsanları, yapay organlar konusunda günümüzde ve geçmişte yapılan klinik uygulamaları meslektaşlarıyla paylaştı.

Bilimsel konular içinde en etkileyici olan da, kendileri de tıp hekimi olan olay kahramanlarının bizzat kongrede olmaları ve kendi ağızlarından yaşadıkları bir vakayı anlatmalarıydı. Bu konu “kardiyopulmoner ısıtmanın nadir bir uygulaması” başlığı altında ele alındı.

Dağcı doktor Anna Bagenholm, dağcı erkek arkadaşı Dr.Torvind Naesheim ile Norveç dağlarında kayak yaparken, inişte hızla düşer ve içinden su akmakta olan buz katmanının altına sıkışır. 1 saat sonra kurtarma ekibi gelir, kurtarma ekiplerince 6 dakika içinde ancak, sıkışmasından 1 saat 15 dakika sonra Anna buzun altından çıkarılmıştır. Vücut ısısı 14,4 dereceye kadar düşmüştür. Anna klinik olarak ölüdür; nefes almıyor, nabzı atmıyordur. Torvind o andan itibaren kalp masajı ve suni teneffüse devam eder, ambulans helikopterle hastaneye götürülürken bile bu durum devam eder..

Hastaneye ulaşıldığında, Anna Bagenholm, CPB’e (Kardiyo-Pulmoner Bypass cihazı) bağlanır, ısıtılan kan damarlarına tekrar verilir..klinik olarak öldükten tam 3 saat sonra ilk kalp atışı görülür.

TÜYOD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Süha Küçükaksu, bu mucizevi olayı şöyle değerlendiriyor: “Anna, saatler süren ve aralıksız kalp masajı sonrası kalp akciğer makinası, yani yapay kalp ve akciğer sayesinde hayata dönmüştür. Buradaki kritik nokta, onu bulur bulmaz ısıtmaya çalışmadan kalp masajı yapmak olmuştur. Aksi takdirde vücut ısısı arttıkça hücrelerin ihtiyacı artacak ve o zaman masajla sağlanan dolaşım yetersiz kalabilecekti. O nedenle bu tip hastalar kalp akciğer makinasına bağlanmadan ısıtılmamalıdır.”

Küçükaksu, kış sporları ve turizminin yaygınlaştığı ülkemizde, bu tip kazalara yönelik sağlık ve ulaşım organizasyonlarının yapılmasının önemini de vurguladı. “Bu bölgelere yakın hastanelerde kalp-akciğer makinası bulunmalıdır. Bu sistemi kullanacak ve bu tip hastaları tedavi edebilecek ekibin, yoğunbakım ve ameliyathanenin olması yapılanmanın önemli bir bölümüdür. Kaza yerinden hastayı alabilecek ve hastanede uygun bir yere hastayı indirebilecek ambulans helikopter ve bu bölgede hastanelerin uygun hastane mimarisine sahip olması bir diğer gerekliliktir. Bu halkalardan biri eksik kalırsa başarılı sona ulaşılması mümkün değildir.

Çağımızda, milyar dolarların telaffuz edildiği bir turizm dünyasında pay sahibi olabilmek, sadece oteller, kayak pistleri, alışveriş merkezleri yapmakla değil, insan sağlığı ve güvenliğine vereceğiniz oranla mümkün olabilir.”