Genel SağlıkHABERLER

31 MAYIS DÜNYA SİGARASIZLIK GÜNÜ’NDE YEPYENİ BİR HAYATA BAŞLAYIN

31 Mayıs Dünya Sigarasızlık Günü yaklaşırken uzmanlar sigaranın sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine karşı uyarıyor. Peki ya siz mücadelenin hangi tarafındasınız? Sigara içmeyip sigaraya karşı olanlardan mı, sigara içen ama bir günlüğüne dahi olsa dünyaya sigara dumanı üflememeye karar verenlerden mi? Yoksa artık sigarasız bir hayat hayali kuranlardan mı?

Sigaranın zararlarını artık bilmeyenimiz yok. Hisar Intercontinental Hospital’dan Psikiyatri Uzmanı Dr. Çağatay Karşıdağ, tiryakileri 31 Mayıs Dünya Sigarasızlık Günü’nde temiz bir sayfa açarak sigarayı bırakmaya davet ediyor. Sigara tiryakiliğinin gelişim sürecini ve bırakma aşamasında karşılaşılan güçlükleri açıklayan Dr. Çağatay Karşıdağ bu zorlu süreçte atılması gereken 5 önemli adıma dikkat çekiyor.

Sigara bağımlılığı nasıl oluşuyor?

Sigara, daha doğrusu nikotin bağımlılığı her bağımlılık gelişimi gibi önce özentiyle denenen ilk nefesle başlar. Bu özentinin bir çok nedeni vardır. Öğrenilmiş bir yatkınlık olabilir, evde sigara içen birilerinin varlığı gibi. Ya da öğrenilmiş bir sıkıntıdan kurtulma yoludur. Kişinin kendisini sıkıntılı hissettiği bir zamanda arkadaşının uzattığı bir adet sigaranın o an onu rahatlattığını fark etmesi gibi. Sonuçta bir özentidir, bir kaçıştır veya bir meraktır başlangıcı. Ancak sonu genelde bağımlılık düzeyine dek varan bir kullanımdır. İlk başlarda gerçekten de sayıca az kullanılır, ancak zaman ilerledikçe, sıkıntı ve stresler arttıkça dozu da gitgide artmaya başlar. Çünkü sigaranın içindeki nikotinin başlangıçta kişiyi canlı ve uyanık tuttuğu, zihinsel becerilerini (bir miktar) artırdığı fark edilmiştir. Gitgide sigaranın yokluğu daha çok hissedilmeye başlanır yani yoksunluk dönemleri yaşanır. Sonrasında artık ya sigarayı tutku derecesinde sevmeye başladığından ya da esiri olacak derecede kurtulamadığından bırakmayı düşünemez bile.

Türkiye’de sigaraya başlama yaşı ve sigara kullanım durumu nedir?

Ülkemizde sigaraya başlama yaşı 11’e inmiştir. Erkekler, kızlardan 2 kat daha fazla sigara kullanırken, sosyo-ekonomik durumu düşük olan gruplarda sigara kullanımı daha sık görülmektedir. Değişik illerde yapılan araştırmalarda ortaöğrenim gençlerinde yaşamı boyunca en az bir kez sigara kullanım oranı %46 ile % 64 arasında değişmektedir. Bu oranlar gün geçtikçe de artmaktadır.

Sigaranın olumsuz etkilerine karşı risk grubunu kimler oluşturmaktadır?

Sigaranın olumsuz etkilerine karşı herkes risk altında olmasına karşın hamileler ve yeni çocuk sahibi olanlar, hastanede yatan hastalar, kalp – damar sistemi hastaları, kanser hastaları ve sigara içen anne-babaların çocukları özel risk altındadır.

Tiryakileri sigarayı bırakmaya götüren sebepler nelerdir?

Öncelikle ağır bir tıbbi hastalığının olduğunun öğrenilmesi, beden ve ruh sağlığının bozulduğunun fark edilmesi, aile ve sosyal çevrenin bırakma konusunda baskı yapması, bazen de çevresindeki sigara kullanıcılarının son durumunu gösteren belge veya fotoğrafların görülmesi, saptanan sebepler arasındadır.

Sigara bağımlılığından kurtulmaya nasıl karar verilmelidir?

Sigarayı bırakmaya çalışanlar genellikle birden karar vererek bırakırlar. Bu kişiler şanslıdır. Çünkü bırakmayı, yani can dostundan ayrılmayı kesin kabul eden kişilerin sigarayı bırakma başarısı daha yüksektir. Ancak kesin bir karar verilememişse veya kendi isteğinin dışında bırakmaya çalışıyorsa bu sadece sigara kullanımına ara verildiği, yakın zamanda yeniden sigaraya başlanacağı anlamına gelmektedir.

Sigarayı bırakma sürecinde karşılaşılan zorluklar ve uygulanması gereken kurallar nelerdir?

Nasıl ki alkol, eroin, kokain gibi maddeler bırakıldığında bir yoksunluk krizi yaşanırsa, sigarayı bırakma dönemlerinde de yoksunluk krizi yaşandığı, kullananlar tarafından açıkça fark edilmektedir. Bu zorlu dönemde mutlaka uygulanması gereken 5 kural şunlardır:

1.Sigarayı bırakmaya hazır olun: Kesin bir bırakma zamanı belirleyin. Sigara içilen ortamlardan artık uzak durun. Sigarayı bırakma girişimlerinizi hatırlayın, böylece nelerin işe yaradığını nelerin boş girişimler olduğunu gözden geçirin. Sigarayı bırakmadan önce ASLA SON KEZ (BİR NEFES BİLE) SİGARA İÇMEYİN.

2.Çevrenizden yardım ve destek isteyin: Çevrenize sigarayı bırakmak istediğinizi ve size bu konuda yardımcı olmalarını rica edin. Çevrenizde sigara içilmemesine dikkat edilmesini isteyin. Sağlık danışmanınızla görüşün. Bireysel, grup terapilerine başvurun.

3.Yeni yetenekler ve davranışlar geliştirin: Dikkatinizi sigara içme isteğinden başka konulara çekmeye çalışın. İlk kez sigarayı bırakıyor iseniz günlük rutin davranışlarınızı değiştirin, işe, okula başka yollardan gidin, yaptığınız rutin işleri başka şekillerde yapmaya çalışın ki size sigarayı otomatik olarak hatırlatacak durumlarla karşılaşmayın. Kendinize genel stresinizi azaltacak eğlenceli uğraşlar bulun. Bol su veya bağımlılık yapmayan ve kilo aldırmayan başka sıvılar için.

4.Zorunlu durumlarda doktorunuzun önerdiği destek niteliğindeki ilaçları kullanabilirsiniz. Nikotin bandı, nikotin sakızları veya bupropion etken maddeli bazı ilaçlar bu amaçla kullanılmaktadır. Ancak ilaçları kendi başınıza karar verip almayın, mutlaka bir doktor kontrolünde kullanın.

5.Kendinizi, sigara içmeyi bırakmanın zorluklarına ve kimi zaman da yeniden başlama riskine karşı hazırlayın. Bu arada kilo alma riskine karşın kendinize uygun bir diyet ve egzersiz programı yapın.

Bir vahşetin anatomisi

Bir vahşet olarak tanımladığı sigara ile ilgili önemli bilgiler veren Hisar Intercontinental Hospital Göğüs Hastalıkları ve Tbc. Uzmanı Dr. Orhan Dalkılıç meslek yaşamı boyunca karşılaştığı tüm akciğer kanseri vakalarını sigara tiryakilerinin oluşturduğunu söyledi. 31 Mayıs Dünya Sigarasızlık gününde yeni bir başlangıç yaparak tiryakileri sigarayı bırakmaya davet eden Dr. Orhan Dalkılıç sigara ve olumsuz etkileriyle ilgili çarpıcı bilgiler verdi.

Gün geçtikçe özellikle gençlerde ve kadınlarda tüketimi artan, erken yaşta başlandığı zaman bağımlılık yapıcı oranı daha fazla olan, eroin ve esrara göre 8 kat fazla alışkanlık yapan, içerdiği 4 binin üzerinde kimyasal madde ile kanser yapıcı etkisi olan, insan vücüduna hiçbir faydası olmayan sigara, karşıt güçlerini o kadar etkisiz bırakmıştır ki günümüzde her 8 saniyede 1 kişiyi öldürmektedir. Sigara, öldürücü gücünü içerdiği 4000’den fazla kimyasal zehirli maddeden almaktadır. İnsan vücuduna giren bu zehirler öldürene kadar bünyemizi kendine bağımlı kılmaktadır. Girdiği insan bünyesinde dudaktan parmağa kadar tüm organları içten içe kemirerek kansere neden olmaktadır. Bu kimyasal zehirli maddelerin en büyük hedefi temiz havayı aldığımız akciğerlerimiz olup % 95 kanser yapmaktadır. Kanser yapamadıklarında ise her çeşit azap çektirici hastalıklara neden olmaktadır.

Sigara son yıllarda hedefini kadınlara yöneltmiştir. Etkilediği kadınlarda erken yaşlanma, kemik erimesi, kısırlık, anormal gebelik, sakat ve hastalıklı çocuk doğmasına neden olmaktadır.

Tiryakilerin % 70’i sigarayı bırakmak istemesine rağmen maalesef kurtarıcı bir güç ve metod henüz keşfedilememiştir. İstila ettiği gelişmiş ülkelerdeki tüketim oranı % 30 azalmasına rağmen ülkemizde istila oranı %80 artmıştır. Bundan dolayı ülkemizde her yıl 100.000 kişi bu düşman nedeniyle ölmektedir. 20 yıl sonra ise 250.000 kişinin öleceği tahmin edilmektedir.

Bu nedenle tıpta sigara bağımlılığı tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak tanımlanmaktadır. Çünkü sigara akciğer kanserinin %95’inin ana nedenidir. Kronik bronşit, amfizem, hipertansiyon, kolesterol, felç, kalp krizi gibi hastalıklar başta olmak üzere birçok hastalığa neden olmakta ve görünme oranını artırmaktadır. Maalesef bütün bunlara rağmen yapılan gizli reklamlar ve özendirici tanıtımlarla tüketim oranı özellikle geri kalmış ülkelerde gün geçtikçe artmaktadır. Düşmanını yakalama yaşı gün geçtikçe düşerek 10 yaşına kadar inmiştir.

En güçlü ve etkili tedavisi aniden bırakmaktır. Aniden bırakanların başarma oranı %80 iken, azaltarak bırakanların başarma oranı %6’ya düşmektedir. Bırakma yöntemlerinin başında en güçlü yöntem güçlü bir irade olmakla birlikte nikotin bantları, sakızları, nazal spreyleri ve inhaler spreyleri kullanılmaktadır. Bunun yanında son yıllarda Bupropion Hidroklorür gibi çeşitli ilaçlar da tedavide denenmektedir. Ayrıca akupunktur, biyorezonans, davranış tedavisi ve psikoterapide faydalı olmaktadır. Bırakmanın en iyi yönü kanser gibi geri dönüşümü olmayan hastalık yapmamışsa tahribatının zamanla geri dönmesidir.