Genel SağlıkHABERLER

DİYABETLİ HASTALARA MÜJDE!

Özellikle diyabetli hastalarda sıklıkla görülen damar hastalıkları ve buna bağlı gelişen yakınmalar, Girişimsel Radyolojik yöntemlerle yüksek bir başarı oranı ile tedavi ediliyor. Girişimsel Radyoloji, hastalara ameliyatsız, ağrısız, narkozsuz ve yüksek konforlu tedavi imkanı sunuyor.

Diyabetin damar duvarlarında çok erken dejenerasyona yol açıp kireçlenme, daralma ve tıkanmalarla kendini göstererek damar sertliğini hızlandırdığını belirten Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Girişimsel Radyoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Memiş, girişimsel radyoloji yöntemiyle damar sertliği tedavisinin %95-100 başarı ile sonuçlandırıldığını söyledi. Türkiye’de 4,5 milyon diyabet hastasının varlığına dikkat çeken Memiş, bu önemli sağlık problemini yaşayan kişilerin yaklaşık 400.000 kadarının çok ileri damarsal hastalık riskiyle karşı karşıya kaldığını vurguladı. Girişimsel radyoloji yöntemiyle hastalara ameliyatsız , ağrısız, narkozsuz ve yüksek konforlu tedavi imkanı sunulduğunu belirten Ahmet Memiş, özellikle diyabetik hastalarda önemli bir sorun olan operasyon sonrası yara iyileşmesi probleminin bu yöntemle ortadan kaldırıldığını ifade etti.

Girişimsel müdahalenin, 15 dk ile 2 saat gibi değişen bir sürede yapıldığını belirten Memiş, “ müdahaleler lokal anestezi altında gerçekleşiyor, ve hasta lokal anestezi için yapılan iğne enjeksiyonunun küçük acısı dışında hiçbir ağrı hissetmiyor. İşlem sonrası 8 ile 24 arasında saat yatak istiharati yeterli oluyor ve hasta bunun ardından günlük aktivitelerine geri dönebiliyor. Hatta günlük aktivitelerine ek olarak mutlaka günde 4-5 km yürüyüş ve eksersiz gibi ek aktiviteler de yapmasını istiyoruz. Günümüzde mikroteknolojik ilerlemeler ve elimizdeki 0,5 kalınlığındaki çok ince kataterlerle ulaşamayacağımız damar yok. Hastalıklı damara ulaştıktan sonra darlık veya tıkanıklık oluşumuna göre elimizdeki çok sayıda ilaç ve malzemelerle tedavi yapılıyor” şeklinde konuştu.

Günümüzdeki mevcut tedavilerden en öncelikli olanının, damar sertliğini başlatan etkenleri ortadan kaldırmak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Memiş, etkin diyet-eksersiz düzenlemeleri ile birlikte verilecek ilaç tedavilerinin başlangıç tedavileri olduğunu söyledi. Eğer bu tarzda bir yaklaşımla mevcut yakınmalar ortadan kaldırılamıyorsa Girişimsel Radyolojik tedaviler devreye girmekte ve damar sertliği nedeniyle oluşmuş ileri damar hastalıkları tedavi edilmektedir dedi.

GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ UYGULAMA AŞAMALARI

Eğer damarın Girişimsel Radyoloji tekniği ile tedavi edilmesi kararlaştırıldıysa, uygun hazırlık sonrası kasık veya kol atardamarından 1,5 2 mm kalınlığındaki çok ince kateter ile girilip Dijital Subtraksiyon Anjiografi denilen cihazın yol göstericiliğinde hastalıklı damara ulaşılabildiğini belirten Memiş, “Hastalıklı damara ulaştıktan sonra darlık veya tıkanıklığın çok ayrıntılı damar haritasını göstermek üzere anjiografik incelemesi yapılıyor. Saptanan hastalığın darlık ya da tıkanıklık oluşuna göre elimizdeki çok sayıda ilaç (pıhtı eritici, kan sulandırıcı vb) ve malzemelerle (damar açma balonu, stent denilen metal kafes, tıkanıklıkları açmak üzere mikroskopik damar matkapları vb) tedavi yapılıyor. Girişimsel-endovasküler (damar içinden uygulanan) tedavilerin cerrahi tedavilerden en büyük farkı, milimetrik cilt deliklerinden uygulanması ve tedavi sonucunun-iyileşmenin hemen işlem sonrasında görülmesi, nekahat-iyileşme evrelerinin ve işgücü kaybının olmamasıdır. Girişimsel Radyolojik ve cerrahi tedavilerin günümüzde ayrı ayrı, sırayla veya birlikte uygulanabilmesi, eskiden tedavisiz kalan birçok hastalığın iyileştirilebilir olmasını sağlamıştır. Mevcut hastalığın en iyi hangi yöntemle tedavi edilebileceğine tabii ki bu işin uzman hekimleri karar vereceklerdir. “ şeklinde konuştu.

BU BELİRTİLERİ DİKKATE ALIN

Kola boyuna vuran, bazen mide ağrısı ile karıştırılan göğüs ağrılarınız var ise

Kol bacak uyuşması, kramplar ve güç kayıplarınız yaşıyor iseniz

Geçici konuşma bozuklukları ve görme kayıplarınız oluyorsa

Yemekten sonra aşırı karın ağrısı ve kusma gibi belirtiler var ise …. Damar sertliği ile yaşıyor olabilirsiniz…

YAŞIN İLERLEMESİNİ ENGELLEMEK MÜMKÜN DEĞİL FAKAT YAŞLANMANIN GECİKTİRİLMESİ MÜMKÜNDÜR

Bu gibi hastalıklardan korunmanın en iyi yolunun vücudumuzun hayatımızdaki en değerli varlıklardan biri olduğunu bilmek en temel koruyucudur diyen Memiş, “beslenme kesinlikle dengeli olmalıdır. Aktif ve pasif sigara kullanımından önemle kaçınılmalıdır. Aktif ve olabildiğince zevk alarak yaşanmaya çalışılması gerekmektedir. Düzenli günlük eksersiz yapılmalıdır şeklinde konuştu.” Beslenme biçimi, hareket, stres, yaşamdan zevk alma ile ilgili tüm kötü alışkanlıkların ve sigaranın en önemli damar sertliği etkeni olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Ahmet Memiş, bu etkenler dışında diyabetin de damar sertliğini görülme riskini arttıran en önemli faktörlerden biri olduğunu açıkladı.

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Her gün 2.000 kişiye diyabet tanısı konuluyor.

Dünyada 2000 yılı itibari ile 175 milyon şeker hastası var. Araştırma sonuçlarına göre bu rakam 2010 yılında 250 milyona, 2025 yılında ise 300 milyona çıkacak.

Dünyada 20 yaş üstü erkek ve kadınların %8’i diyabetli.

27 Eylül 2004’de İnternal Medicine de yayınlanan bir araştırmaya göre; düşük düzey işlerde çalışan kişilerde yüksek düzey işlerde çalışan kişilere olanla çok daha sık diyabet tip 2 görüldüğü saptanmıştır.

Harvard Medical School’un yapmış olduğu bir çalışmaya göre; yüksek miktarda kırmızı et tüketen kadınlarda tip 2 diyabet görülme ihtimalinin çok yüksek olduğu saptanmıştır.

Türkiye’de diyabet kadınlarda %65, erkeklerde ise %35 oranında görülüyor ve kentsel bölgelerde diyabetin görülme olasılığı kırsal bölgelere oranla 3 kat daha fazla.

Türkiye’de bilinen her diyabetliye karşı 3 katı bilinmeyen gizli diyabetli var.