ÖdevlerSAĞLIK EĞİTİMİ

OKSİJEN TEDAVİSİ VE SOLUNUM DESTEĞİ ALAN HASTANIN BAKIMI

Oksijen tedavisinin amacı hastanın solunumunun rahatlatılması ve yeterli doku oksijenizasyonunun sağlanmasıdır. Hemşire, oksijen tedavisinin temel prensiplerini, uygulama yöntemlerini, zararlı etkilerini ve hastanın gerekli bakımlarını nedenlerini bilerek uygularsa hastasına daha güvenle yaklaşır ve tedaviden daha olumlu sonuç alınır

Solunum destek tedavisinde yer alan oksijen uygulamasında verilecek hemşirelik bakımları ve tedavinin etkinliğini artıracak destek tedavileri hakkında bazı bilgileri şöyle sıralayabiliriz,

*Doktor tarafından oksijen tedavisi gerekliliği saptanan hastaya öncelikle işlem hastanın anlayacağı bir dilde anlatılmalıdır.

*Tedavi sırasında kullanılacak olan malzemeler hazırlanmalı ve kontrol edilmelidir. Tedavi sırasında kişisel hijyene ve kullanılacak malzemelerin sterilizasyonuna dikkat edilmelidir.

*Olası acil ilaç uygulamaları için damar yolu daima açık bulundurulmalıdır.

*Yoğun Bakım ünitelerinde monitörize olan hastanın vital bulguları , özellikle solunum sayısı ve şekli saatlik takip edilmeli ve kaydedilmelidir.

*Hastanın oksijenizasyonun takip edilmesi önemlidir. Oksijenizasyon takibi el ve ayak parmaklarından birine veya kulak memesine takılacak probun monitörizasyonu ile yapılabilir. Probun yeri sık sık değiştirilmelidir. Sp 02 nin takibi hastanın yeterli oksijenizasyonu hakkında bize fikir verecek değerlerden birisidir ve %90 ının altında olmamasına dikkat edilmelidir. Herhangi bir hipoksi durumunda hastanın solunumuna dikkat edilmeli, hızla sistem kontrol edilmeli, sekresyona bağlı ise tekniğe uygun aspire edilmeli ve hemen doktora haber verilmelidir.

*Doktor tarafından alınan arter kan gazı değerleri incelenmeli değişiklikler hemşire gözlemine kayıt edilmelidir. Yoğun bakımda çalışan hemşirelerin kan gazı değerleri hakkında bilgi sahibi olmaları önemlidir.

*Hasta aralıklı olası siyanoz oluşumu açısından gözlenmelidir. Takip hastanın dudak, burun ucu, kulak memesi, ayak ve el tırnak dibi ve cilt renginin kontrol edilmesini içerir. Eğer siyanoz söz konusuysa ve sakıncalı değilse O2 yükseltilip doktora haber verilmelidir

*Tedavi süresince hasta ile iletişim kurulmalı ve psikolojik destek sağlanmalıdır. Bilinç durumu değerlendirilmeli ve bu da takip formlarında yer almalıdır.

*Hastaya uygulanan oksijenin steril distile su ile nemlendirilmiş olmasına dikkat edilmelidir.

*Özellikle oksijen tedavisi alan hastalarda ağız hijyeni mukoza kuruluğunu ve enfeksiyon riskini önlemede etkilidir. Sık aralıkla hastaya etkin bir ağız bakımı verilmelidir.

*Etkili oksijen tedavisi, öksürük, solunum egzersizleri, postural drenaj, sık pozisyon değişimi, buhar uygulaması, nazotrakeal aspirasyon ile sağlanabilir. Bu işlemlerin gerekliliği hastaya anlatılarak işbirliği sağlanmalıdır.

* Solunum egzersizleri ile inspiryum ve ekspiryumun daha düzenli hale getirilmesi, iyi ventile olmayan akçiğer alanlarının solunuma katılması ve solunum kaslarının daha etkili bir biçimde çalıştırılması hedeflenir. Bu da solunum tedavisinin önemli bir bölümüdür

*Sık pozisyon değişimi; sekresyon hareketini kolaylaştıracaktır. Hastaya tedavi süresince uygun pozisyon sağlanmalı ve pozisyon hastanın genel durumu göz önünde bulundurularak iki veya dört saatlik aralıklar ile değiştirilmelidir. Oksijen tedavisinde tercih edilen pozisyonlar, fawler ve yarı fawlerdir . Solunum kasları bu pozisyonlarda daha rahat çalışır.

*Buhar uygulaması; nemin sekresyonları yumuşatıcı etkisi ile atılımını kolaylaştıracak bir girişimdir.

*Öksürme ile atılamayan sekresyonlar solunum yolu obstüriksiyonuna neden olacağı için serkresyonlar nazo trekeal aspirasyon ile temizlenmelidir. Bu işlemde sterilizasyon çok önemlidir . İşlem seril bir ortamda mümkün olduğunca az travmatize yapılmalıdır.

*Hasta oksijen tevdisinin kompilikasyonları açısından gözlenmelidir. Uzun süreli O2 tedavisinin erişkinlerde 12 saat veya daha fazla sürede O2 ugulaması sonucu substernal ağrı, kuru öksürük ve progresif dispne ile kendini gösteren trekeabronşit ve akciğer parankiması toksisitesi gibi kompikasyonlar çıkabilir. Bu belirtiler yönünden de hastanın gözlenmesi gerekmektedir

*Hastaya uygulanan noninvaziv oksıjen tedavisinin olası yetersizliği göz önünde bulundurularak endotrakeal entübasyon endikasyonuna karşı hazırlık yapılmalıdır.

ENDOTRAKEAL ENTÜBASYONU OLAN HASTANIN BAKIMI

Hastaya uygulanan noninvaziv oksijen tedavisinin yetersizliği durumunda yapay hava yolu gerekebilir. Genellikle endotrakeal tüp tercih edilir. Entübasyon işlemi profesyonel bir ekip tarafından gerçekleştirilmelidir. Entübe hastanın bakımı, enfeksiyon riskini en aza indirmek, yeterli ventilasyonu ve oksijenlenmeyi sağlamak, hastanın güven ve konforunu sağlamak, ekstübasyon kriterlerini gözlemlemek ve hazırlıklarını yapmak olarak sıralanabilir (1).

– Hasta entübe edilmeden önce gerekli araç, gereç ve donanımın hazırlanması, çalışıp , çalışmadığının kontrol edilmesi gerekir (2).

Gerekli olan araç ve gereçler şunlardır:

1- Eğimli veya düz ağızlı larengeskop

2- 6, 9 mm çapında endotrakeal tüpler

3- Kaf enjektörü

4- Tüpün takılmasını kolaylıştırmak için stile

5- Oksijen kaynağı

6- Tespit için hypofix, tüp bağı vs.

7- Entübasyon sırasında kullanılabilecek olan analjezikler, sedatifler ve kas gevşetici ajanlar hazır bulundurulmalıdır.

Endotrakeal tüpün yerleştirilme işlemi gerçekleştirildikten sonra özafagus entübasyonu olup olmadığı kontrol edilir, işlem değerlendirildikten sonra tüpün kafı şişirilerek ventilasyona başlanır.

Tüp kaf basıncının monitörize edilmesi daha sonra oluşabilecek komplikasyonlar açısından önemlidir.

-Kaf basıncının fazla olmasından dolayı trakeal iskemi ve nekroz

-Kaf basıncının düşük olması nedeniyle düşük hava yolu basıncı ve yetersiz ventilasyon gibi. . .

Entübe edilen hastanın bakımında, doğru tanılama, yerinde ve seri karar verip uygulama, hasta, hasta ailesi ve ekip üyeleriyle iyi iletişim kurma gibi bilgi, beceri ve profesyonellik gerektiren hemşirelik işlevleri kapsamında ulaşılmak istenen hedefler şu şekilde sıralanabilir (3,4) :

1-Enfeksiyon riskini minimuma indirme

• Hava yolunun sürekliliğini sağlamak ve sekresyon atılımına yardımcı olmak amacıyla tekniğe uygun olarak gerektikce ve düzenli olarak hasta aspire edilir.

• Hava yolunun nemli olması sağlanır.

• Kontamine olan solunum tedavi araç ve gereçleri 24 saatte bir yenisiyle değiştirilir.

• Orafarenks aspirasyonu yavaş yapılır, oral kavite serum fizyolojik ile temizlenir, çatlamış dudaklara nemlendirici sürülür ve ağız bakım solüsyonları ile sık ağız bakımı verilir.

• Hastanın yeterli düzeyde beslenmesi sağlanır. Genelde enfeksiyon riski daha düşük ve organizma için daha fizyolojik olması nedeniyle ve immün sisteme katkılarından dolayı uygun vakalarda gastrointestinal beslenme parenteral beslenmeye tercih edilir.

• Gastrointestinal beslenen hastalarda, bağırsak peristaltizmine, yatağın başının 30 derece olmasına, tüp kaf basıncına dikkat edilir, düzenli aralıklarla aspirasyon açısından kontrol edilir, tüpün yeri ve rezidüel mide içeriği gözlenir. Özofageal fistül açısından metilen mavisi ilave edilmiş besinler verilir ve gözlenir.

2- Yeterli ventilasyon ve oksijenlenmeyi sağlama

• Akciğer sesleri dinlenir, hastanın solunumuna dikkat edilir.

• İki saatte bir pozisyon verilir, postural drenaj sağlanır.

3- Hastanın güven ve konforunu sağlama

• Pozitif basınçlı ventilasyon sırasında ve bilinci kapalı hastanın beslenmesi anında tüpün balonu şişirilir.

• Düzenli aralıklarla tüpün pozisyonu değiştirilir, tüp bağı veya bandı değiştirilirken deri irritasyonunun önlenmesi açısından bölge kremlenir.

• Hastanın duygusal gereksinimleri karşılanır. Bilinç açık hastalarla yazı yada şekillerle anlaşmaya çalışılır, yapılan her işlem hastanın anlayabileceği şekilde açıklanır, sık sık bulunduğu ortama adapte olması için zaman ve mekan hatırlatmaları yapılır, aile ve arkadaşları ile görüşmesi sağlanır, ellerini yıkadıktan sonra hastanın elini tutmasına izin verilir, hasta ailesi sık sık bilgilendirilir, hastaya tüp çıkarıldığında tekrar konuşabileceği ifade edilir.

• Yoğun bakım ünitesinde entübe olarak yatmakta olan bir hastanın en önemli başlıca gereksinimi daima yanında olduğumuzu hissetmesi ve yalnızlık hissine kapılmamasıdır. Bilinç açıksa konuşmanın, kapalıysa dokunmanın tedavinin etkinliğinin arttığı bilinen bir gerçektir

• Öksürük ve öğürtü refleksleri değerlendirilir tüpün çıkmaması ve hastanın reentübasyon ile tekrar bir travma yaşamaması için gerekli önlemler alınır.

MEKANİK VENTİLASYONDA OLAN HASTANIN BAKIMI

Solunumun bozulmasına yol açan etkenler ortadan kaldırılıncaya kadar gaz değişimi bir makine aracılığı ile yapay olarak sürdürülür. Hastalar bu alanda uzmanlaşmış bir ekip tarafından izlenmeli ve tedavi edilmelidir. Mekanik ventilasyonda olan hastanın gözlem ve bakım kriterleri bilinmeli ve hemşirelik bakımı hasta ihtiyaçlarına uygun olarak planlanmalı ve sürdürülmelidir (5).

Mekanik ventilasyondaki hastanın bakımında ulaşılmak istenen hedefler şu şekilde sıralanabilir.

1-Yeterli ventilasyonun sağlanması

• Solunum sesleri değerlendirilmeli, göğüs hareketlerinin ventilatörle uyumu gözlenmelidir.

• Hava yolunun açıklığına dikkat edilmeli ve gerektikçe aspirasyonu yapılmalıdır.

• Extremiteler renk ve ısı açısından değerlendirilmelidir.

• Hastaya verilen oksijen external bir kaynakla ısıtılmalı ve nemlendirilmelidir. Nemlendirici ısısı ve su seviyesi kontrol edilmelidir; aşırı nemlendirme solunum yolları direncini artırır, kanın oksijenlenmesini bozar, su kısıtlaması olan hastalarda su zehirlenmesine neden olabilir. Azı ise krut oluşumunu artırır, solunum yollarının kurumasına neden olur.

• Doktor tarafından alınan kan gazları değerlendirilmeli, elektrolit takibi yapılmalıdır.

• Hastanın vital bulguları, genel durumu, aldığı çıkardığı sürekli izlenmeli ve kayıt edilmelidir.

• Sekresyon stazını önlemek için sık pozisyon değiştirilmelidir. Durumu müsaade ediyorsa solunum egzersizleri yaptırılmalıdır.

• FiO2, tidal volüm, minute volüm, ekspiryum ve inspuryum hava yolu basınçları, PEEP ve IMV değerleri, alarm sınırları bilinmeli ve sık sık kontrol edilmelidir.

2- Mekanik ventilasyon sorunları ve girişimler

Mekanik ventilatör yüksek basınç alarmı veriyorsa;

• Ventilatör bağlantılarının kıvrılıp kıvrılmadığı kontrol edilmeli, gerekirse düzeltilmelidir.

• Endotrakeal tüpün kayıp kaymadığı kontrol edilmeli , hastanın pozisyonuna dikkat edilmelidir.

• Hasta uyanıksa ve solumu ventilatörle çakışıyorsa hekim istemi ile ventilatör modunda değişiklik yapılmalı veya sedasyonu sağlanmalıdır.

• Ağrı, korku ve hipoksi gibi ajitasyona neden olabilecek faktörler olup olmadığı belirlenmeli ve nedene yönelik girişimler yapılmalıdır.

• Hava yolunda obstrüksiyon olup olmadığı gözlenmeli, gerekirse aspire edilmelidir.

Mekanik ventilatör düşük basınç alarmı veriyorsa;

• Bağlantılar kontrol edilmeli, kaçak varsa uygun girişimler yapılmalıdır.

• Ventilatörde bir arıza olup olmadığı kontrol edilmeli varsa teknik servise haber verilmeli ve yedeğiyle değiştirilmelidir.

• Bu sorun hastanın yorgunluğuna bağlı gelişmiş ise hekim istemine göre ventilatör modu değiştirilmelidir.

• Cuff basıncı kontrol edilmeli, düşükse şişirilmeli eğer kaçak varsa tüp değiştirilmelidir.

• Hasta gastrik distansiyon açısından gözlenmeli, gerekirse bu sorunun giderilmesi için uygun girişimler planlanmalıdır(6).

Mekanik ventilatör düşük volüm alarmı veriyorsa;

• Alarm limitleri kontrol edilmelidir.

• Tüpün pozizyonu değerlendirilmeli kıvrım varsa düzeltilmelidir.

• Ventilatör bağlantıları ve cuff basıncı kontrol edilmelidir.

Mekanik ventilatöre ait sorunlar bilinmeli, olası problemler açısından hasta gözlenmeli ve asla alarmın nedeni bulunmadan alarm kapatılmamalıdır (6).

3- Enfeksiyon riskini minimuma indirme

• Hasta steril tekniğe uygun olarak aspire edilmeli, sekresyonlar renk, yoğunluk ve miktar açısından değerlendirilmelidir.

• Belli aralıklarla trakeal aspirasyon ve diğer gerekli kültürler alınıp gönderilmelidir.

• Ventilatörün bakımı ve bağlantılarının değişimi sık aralıklarla yapılmalıdır. Biz ünitemizde enfeksiyon kontrol komitemiz ile haftada bir değiştirilmesi gerektiğine karar verdik, fakat kirlendikçe de değiştirmekteyiz. Bakteri filtresi kullanımına özen göstermekteyiz. Bu konuda çeşitli kaynaklarda değişik uygulamalardan söz edilmektedir.

• Nemlendiricilerin su seviyesi kontrol edilmeli, steril distile su kullanılmalı ve nemlendiricilerin temizliğine dikkat edilmelidir.

• Ağız bakımı sık aralıklarla verilmelidir.

4- Mekanik ventilatörle uyumsuzluk ve anksiyete

• Hastaya ilk fırsatta nerede olduğu, ventilatöre neden ihtiyaç duyduğu, ne zaman ayrılabileceği anlatılmalıdır.

• Hastaya ventilatörle uyumu konusunda gerekli eğitim verilmeli, anksiyete bulguları gözlenmeli ( yüksek basınç alarmı, ağlama vs. ) gerekirse hekim istemine göre sedatif yapılmalıdır.

• Hasta ailesine yoğun bakım, ventilatör ve yapılan uygulamalar anlatılmalıdır.

EXTÜBASYON SÜRECİ

1. Ekstübasyon günün erken saatlerinde başlatılmalı.

2. Hastaya işlem hakkında bilgi verilmeli

3. Baş ve gövde45 derece yükseltilmeli

4. Vital bulgular ve arteriyal kan gazı örneği alınmalı

5. Ambu ve oksijen sistemleri hazırlanmalı

6. Entübasyon aletleri hastanın başına hazırlanmalı

7. Hava yolu ve balonun üzerindeki orafarenks dikkatli bir şekilde aspire edilmeli

8. Entübasyon tüpünün balonu indirilip, tüp çıkartılır ve yüksek konsantrasyonda oksijen uygulanmasına başlanır.

9. Çıkarılan tüpün nosu hasta dosyasına kaydedilmeli.

10. Hastaya öksürme eğzersizleri yaptırılmalı

11. Ekstübasyondan 10 dakika sonra hastadan arteriyal kan örneği alınıp hastanın kan gazı değerlendirilmeli.

12. Hastanın vital bulguları ve genel durumu sürekli değerlendirilmeli ve herhangi birdeğişiklik olursa hekime haber verilmelidir (7).

TRAKEAL ASPİRASYON

Endotrakeal tüpün trakeayı irrite etmesiyle ve altta yatan patolojiye bağlı olarak da mukus üretimi artar. Pulmoner sekresyonun atılımını ve hava yolu açıklığının sürdürülmesini sağlamak amacıyla aspirasyon işlemi uygulanır. Trakeal aspirasyon oluşabilecek ciddi komplikasyonlar da bilinerek bu alanda yetişmiş kişilerce steril tekniğe uygun olarak yapılmalıdır.

Hemşire, öncelikle hastanın aspirasyon gereksiminin olup olmadıgına karar verebilmelidir. .

Tüm hastaların 1- 2 saatte bir aspire edilmesi gibi rutin bir uygulama yoktur (9,10). Sekresyon üretimi; varolan bir patalojik duruma karşı yanıt olarak meydana gelir ve hastadan hastaya farklılık gösterir. Fark edilmemiş aspirasyon gereksinimi hava yolunun tıkanıklığına ve hatta hastanın ölümüne sebep olabilecekken, gereksiz yere sık yapılan aspirasyonlarda komplikasyonların artmasına neden olur.

Gözlem ve akciğerlerin oskültasyonu (steteskop ile dinlenmesi) sırasında sekresyon varlığı saptanır ise aspirasyon gereklidir. Solunum hızının artması hırıltılı/ gürültülü solunum, huzursuzluk, yapay havayolu içinde gözle görülebilir mukus birikintileri, ventilatörde yüksek basınç alarmı, akciğer oskültasyonunda ronkus duyulması aspirasyon gereksinimini gösteren başlıca bulgulardır (11,12,13,14). Bu bulgulardan bir yada birkaçının varlığı aspirasyonu gerektirir.

Olabilecek ciddi komplikasyonlar dikkate alındığında, trakeal aspirasyon tehlikeli bir işlemdir ve bu alanda yetişmiş kişilerce yapılması gerekir (14).

Trakeal aspirasyon komplikasyonlarının nedenlerine ve bunları önlemeye yönelik yapılan çalışmalar, bu komplikasyonların, dikkat edilmesi gereken ilkelere uyulmaksızın aspirasyon yapılmasına bağlı ortaya çıktığını göstermektedir.

1- Hipoksi

2- Enfeksiyon

3- Taşikardi, bradikardi

4- Hava yolu mukozası hasarı

5- Hipertansiyon, hipotansiyon

6- Extübasyon

7- Intrakraniyal basıncın artması

8- Kardiyak arrest

gibi komplikasyonlar oluşmaktadır.

Örneğin, 15-30 saniye sürekli aspirasyon yapıldığında ani ölümler meydana gelebilmektedir (10, 14-20). Aspirasyon on saniyeden fazla sürmemeli ve aspiratör basıncı 120 mmHg’ yı aşmamalıdır.

Kalın aspirasyon katateri kullanmanın hava yolunu daraltıp, hastadan daha fazla miktarda oksijenlenmiş hava çektiği ve hipoksemi, hipoksi gibi komplikasyonların ortaya çıkış riskini artırdığı bilinmektedir (9,12,14, 21-24).

Aspirasyonun aseptik teknikler kullanılarak yapılması gereklidir. Kontamine olmuş malzemelerle yapılan aspirasyonlar enfeksiyona neden olacak, dolayısıyla hastaların hastanede kalış süresini uzatacak ve maliyette artacaktır.

Ambu kullanmak yerine, hastayı ventilatöre bağlamak tercih ediliyorsa, aspirasyon öncesi ve sonrası ventilatördeki oksijen yüzdesinin %100’e çıkarılması gerektiği, tidal volümün de 1-1, 5 katı artırılarak hastayı beş dakika bu şekilde solutmak gerektiği belirtilmektedir (15).

Aspirasyon kataterlerinin, solunum yolundan her bir geçişinden önce ve sonra, nabız oksimetresonuçları normal değere ulaşıncaya kadar hasta ventile edilmelidir (3 ,25, 4 ,2, 26).

Aspirasyon sırasında EKG ritmi ve saturasyon gözlenmelidir.

Aspirasyondan önce-, hastanın başı sağa veya sola çevirilerek aspirasyon yapılmalıdır.

Kapalı sistem aspirasyon yönteminin kullanılmasının komplikasyonların önlenmesi üzerine etkisinin araştırılması ile ilgili literatürler :

“…Bilindiği üzere, hastanın oksijenasyonunun kesilmesi sureti ile yapılan açık aspirasyon zaten çok ciddi fizyolojik sonuçları olabilecek bir girişimdir. Kapalı sistem aspirasyon kateteri sayesinde aspirasyon esnasında oksijenasyon kesilmediği için aspirasyona bağlı fizyolojik rahatsızlıklarda belirgin bir azalma tespit edilmiştir. Özellikle kapalı sistem aspirasyon kateterine bağlı hastalarda ritm bozukluğunun belirgin bir şekilde daha az görülmesi gayet anlamlıdır…”

“…Bu araştırma bizlere göstermiştir ki aspirasyona bağlı fizyolojik risklerin hemen hemen tamamını elimine etmek, kapalı sistem aspirasyon kateterinin dikkatli bir kullanımıyla imkan dahilindedir…” (27)

Aspirasyon öncesinde sekresyonları yumuşatmak ve kolay aspire edilmesini sağlamak amacıyla havayolu içine verilen serum fizyolojiğin etkinliğine ilişkin değişik araştırmalar yapılmış ve serum fizyolojiğin sekresyonları yumuşatmanın yerine akciğerlere verilmesi ile oksijenasyonu azalttığı, arterial kan basıncı ile intrakranial basıncı yükselttliği ve nazokomiyal pnomoni riskini arttırdığı, bildirilmektedir (28-31).

Bu durumu önlemek amacıyla aspirasyon sırasında öncelikle sekresyonları yumuşatmak için serum fizyolojik kullanmak yerine literatürde de belirtildiği gibi, (28,32) hastaların mekanik ventilasyon sistemine bağlandığı andan itibaren yeterli nemlendirmenin sağlanmasının sekresyonların vizikositesini azaltmada daha etkili olacaktır.

TRAKEOSTOMİ

Hava yolu idamesinin uzun süreceği ya da endotrakeal tüpün kontrendike olduğu travmalı hastalarda trakeostomi açılması gerekebilir. Trakeal aspirasyon ve solunan havayı nemlendirmek trakeostomili hasta bakımının en önemli bölümüdür. Özen ve dikkat özellikle çocuk hastalarda daha fazla önem kazanmaktadır.

Trakeostomi açılmadan önce gerekli hazırlıklar yapılmalı, hasta sırtüstü yatırılmalı, omuzları altına bir yastık konarak başı ekstansiyona getirilmelidir.

– aspiratör

– sonda

– larengeskopi takımı

– endotrakeal tüpler ve diğer pansuman gereçleri hazır bulunmalıdır.

-Trakeostominin hemen arkasından hasta sık aralıklarla aspire edilmelidir. Aspirasyon trakeostomi bakımının en önemli bölümüdür.

-Hastanın yatak başı 30-45 derece kadar kaldırılmalıdır.

-Hastada üst solum yollarının solunan havayı nemlendirmesi mümkün olmadığı için solumu tehlikeli ölçülerde engelleyen krutlar oluşmaktadır. Bu nedenle solunan havayı etkili nemlendirmek çok önemlidir.

-Eğer tüm önlemlere rağmen krut oluşmuşsa az miktarda serum fizyolojik ile ıslatılarak krut yumuşatılmaya çalışılılmalı ve aspire edilmelidir.

-Çocuklarda kanül çevresi dar olduğu için tıkanma riski daha fazladır ve dikkatli bir şekilde takibi şarttır.

-Kullanılan nelaton sondanın deliği uç kısmının yan tarafında olmalıdır. Sonda kanülden içeri sokulmadan önce lastik kısmından sıkıştırılarak vakum kesilir ve 10-20 cm itilir sonra vaküm açılarak sonda sağa sola çevrilerek yavaş yavaş çekilir böylece trakeada çevresel olarak bulunan salgılarda aspire edilmiş olur. Bu yöntemle trakea travmatize edilmemiş olur. Genelde aspirasyon sondasının kalınlığı dış kanül çapının yarısından fazla olmamalıdır.

-İşlem ikinci defa tekrarlanırken yeni bir sonda açılır, aseptik koşullar kesintiye uğratılmamalıdır.

-Hastanın siyanoz ihtimaline karşı dikkatli gözlenmesi gerekir.

-Bilinç açıksa hasta öksürtülmeye çalışılmalıdır. Kuvvetli öksürük veya aspirasyon esnasında kanülün çıkmasını önlemek amacıyla kanül iki tarafından ne çok sıkı nede çıkmasına müsade edecek kadar gevşek olmayacak şekilde bağlanmalıdır.

-Trakeostomi yarası açık bir yaradır. Hiçbir zaman kanül etrafına dikiş atılamaz. Bu bakımdan yaranın bakımı çok önemlidir. Yara çevresi günde iki defa antiseptik solüsyonla silinip steril bir gazla kanül çevrelenerek yara kapatılmalıdır. Kızarıklık, akıntı ve ciltte hassasiyet gibi enfeksiyon belirti ve bulgularının olup olmadığı gözlenmelidir.

-Mekanik ventilatöre bağlı hastalarda kanülün balonu şişmiş durumda olmalıdır. Bu durum uzayacak olursa balonun trakeada nekroza sebeb olmaması için belli aralıklarla indirilmesi ve trakea mukozasının dinlendirilmesi gereklidir.

KAYNAKLAR
1. Akyolcu N. Endotrakeal entübasyonu olan hasta bakımı. Yoğun Bakım 1998;2:80-4.
2. Karaaslan Y, Köroğlu E, Özdemir O, Özkardeş H. Acil durumlarda tanı ve tedavi. Ankara: Medikomat Basım Yayın Sanayi, 1995:341
3. Somerson SJ, Husted CW, Somerson SW, Scilia MR. Mastering emergency management. Am J Nurs 1996 ;96:24-30
4. Phipps WJ. The patient with pulmonary problems. In: Long BC, Phipps WJ, Cassmeyer VL, eds. Medical surgical nursing. St. Louis: Mosby, 1993:510-627.
5. Can G. Mekanik ventilasyon ve Hasta Bakımı. Yoğun Bakım 1998;2(2):88-93
6. Steismeyer JK. What triggers a ventilator alarm? Am J Nurs 1991;91:60-4
7. Braun J, Preuss R. Klinik uygulama teknikleri, tam tedavi ilkeleri, ilaçlar klavuzu, yoğun bakım. Çeviren: Yelbuz TM. Yüce Yayınları, 1995:46-49
8. Sevinç S. Hemşirelerin trakeal aspirasyona karar verme durumları, uygulama biçimleri ve bunu etkileyen faktörler (Doktora Tezi). Hacettepe üniversitesi sağlık bilimleri enstitüsü, Ankara:1997.
9. Brunner LS, Suddart DS. Manual of nursing practice. Philadelphia: J.B. Lippincott Company, 1986:220-3.
10. Potter PA, Perry AG.Fundamentals of nursing: concepts, process and practice. St. Louis: Mosby Company,1985:1187-90
11. Phipps WJ, Brucia J. Medical-surgical nursing: concepts and clinical practice. St. Louis: Mosby Year Book,1991:955-61.
12. Carroll PF. Lowering the risks of endotracheal suctioning. Nursing 1988;18:46-50.
13. Dennison R. Cardiopulmonary assesment-how to do it beter in 15 easy steps (continuing education credit). Nursing 1986;16:34-40
14. Luckman J, SorensenKC. Medical-surgical nursing: a psychophysiologic approach. Philadelphia: W.B. Saunders Company, 1987:703-7
15. Chang VM. Protocol for prevention of comlications of endotracheal intubation. Critical Care Nurse 1995;15:19-20, 23-7
16. Doğar N. Endotrakeal Aspirasyon. Türk Hemşireler Dergisi 1992;42:41-2
17. Gunderson LP, Stone KS, Hamlin RL. Endotracheal suctioning-induced heart rate alterations. Nurs Res 1991;40:139-43.
18. Lookinland S, Appel PL. Hemodynamic and oxygen transport changes following endotracheal suctioning in trauma patients. Nurs Res 1991;10:133-9
19. Mc CauleyCS. Boller LR. Bracdycardic responses to endotracheal suctioning. Crit Care MED 1988;16:1165-6.
20. Stone KS, Preusser BA, Groch KF, et al. The effect of lung hyperinflation and endotracheal suctioning on cardiopulmonary hemodynamics. Nurs Res 1991;40(2):76-80
21. McGovern BD, Stokes LG. Medic-surgial nursing: common health problems of adults and children accross the life span. St. Louis: Mosby Company, 1987:1146-8.
22. Carroll P. Safe suctioning. Nursing 1989;19:48-51.
23. DettenmeierPA. Pulmonary nursing care. St. Louis: Mosby Year Book Inc.1992:290-317
24. Dolan JT. Critical care nursing: clinical management through the nursing process. Philadelphia: F.A Davis Company, 1991:143,618-23.
25. Phipps WJ. Management of persons with problems of the upper airway. In: Phipps WC, Cassmeyer VL, Sands JK, Lehman MY, eds. Medikal surgical nursing. St. Louis: Mosby,1995:1002-52.
26. Landon BA, Driscoll PA, Goodall JD. Travmalı hastaya yaklaşım atlası. İstanbul: roche,1995:23-34.
27. Johnson, Kearney, Niblett, McMillan, McClain Closed suction vs. open tracheal suctioning: Physiological consequences. Critical Care Magazine 22-: 658- 1994
28. Ackerman MH, Mick DJ.Instillation of normal saline before suctioning in patients with pulmonary infections: a prospective randomized controlled trial. Am J Crit Care 1998;7:261-6
29. Ackerman MH, The effect of saline lavage prior to suctioning. Am J Crit Care 1993;2:326-30.
30. Birol l, Akdemir N, Bedük T (editörler). İç hastalıkları hemşireliği. 4. Baskı. Ankara: Vehbi koç Yayınları; 1993
31. Koizer B, Erb G, Bufalino PM (editors). Introduction to nursing. California. Addison-Wesley Publishing Coç;1989.
32. Raymond SJ. Normal saline instillation before suctioning: helpful or harmful? A review of the literature. Am Crit Care 1995;4:267-71.
33. Akgül S, Akyolcu N. Endotrakeal Aspirasyonda Serum Fizyolojiğin Etkileri. Yoğun Bakım 2000;4(2)80-85.28.

Ferhan S. OKAY,Nevin GÖK

Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi, Yoğun Bakım Ünitesi

Yazışma Adresi: Ferhan S. OKAY

Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi,

Yoğun Bakım Ünitesi Sopalı Çiftliği / Derince 41900 KOCAELi

Telefon: 0262 233 59 80 / 1716

e-mail: [email protected]