ÖdevlerSAĞLIK EĞİTİMİ

BAĞIMLILIK

“Bağımlılık” sözcüğü her ne kadar akla uyuşturucu ve ilaç kavramlarını getiriyorsa da kahve veya tütünden kumar tutkunluğuna kadar birçok madde ya da davranış insanda bağımlılık yaratabilir. Ancak “bağımlı davranış” terimi gereğinden fazla yemek yemek gibi psikolojik saplantılar için de kullanılabilir. Kumara aşırı tutkunluğu ile bilinen Dostoyevski, “Önemli olan, kumarın kendisidir. Tanrı biliyor ya paraya çok ihtiyacım olmasına rağmen, bunun para kazanma hırsı ile hiçbir ilişkisi yoktur” diye yazmıştır.

Bu bölümde alkol kullanımı ve bağımlılık yaratan diğer davranışlar üzerinde durulacaktır. Alkol ve tütün gibi maddelerin kullanımı ve kötüye kullanımına değinilecektir. İlaç ve uyuşturucu alışkanlığı ise başka bir bölümde ele alınacaktır.

SİGARA BAĞIMLILIĞI

Neden Başlıyorlar?

Sigara bağımlılığının çok az fiziksel yönünün yanı sıra, asıl beynimizde oluşan alışkanlık yönü vardır. Sık sık tekrar edilen her eylem zamanla, beynimizde alışkanlık yapar. Genelde alışkanlıklar hayatımızı sürdürmemiz için çok önemlidir. Yürümek, okumak, yazmak, yüzmek, araba kullanmak; tekrar yapa yapa kazandığımız faydalı alışkanlıklardır. Bir de sigara gibi kötü alışkanlıklar vardır ki; bunlar da tekrar edilerek alışkanlık kazanılır. Bu alışkanlığınızı hatırlatacak bütün nesneler ve eylemler ile otomatik olarak alışkanlığın gereğini yerine getirmeniz için, beyin emir verir. Bu otomatik şartlanmalarda, bu şartlanmanın sebebini bilirsek daha rahat karşı koyabiliriz. O nedenle size bu alışkanlığımızı körükleyecek bu şartlandıran nesne ve eylemlere “ÇIN” lamalar adını vereceğiz. Asla unutmamalısınız; “siz sigara içmek istemiyorsunuz” seçiminiz budur. Fakat uzun yıllar sürdürdüğünüz sigara içme alışkanlığınız, bulunduğunuz çevre ile bağlantılar yapmış durumdadır. Bazı eşyalar (çakmak, küllük, çay, kahve gibi) ya da durumlar (yemek sonrası, televizyon seyrederken, arkadaş sohbetleri, araba kullanırken vs.) size çağrı yapacaktır.

Sigarayı bıraktıktan sonra bu “ÇIN” lamalar olacaktır. Canınız asla sigara içmeyi istemediği halde bu “ÇIN” lamalar neticesi, sizde daha önceki alışkanlığınıza dönük, otomatik tepki verme hali oluşmaktadır. Bu “ÇIN” lamaları tanımlayıp, sigara içmeme yönündeki seçiminizi ve kararlılığınızı devam ettirin. Buna karşılık gittikçe azalacak şekilde sigara içme yönünde “ÇIN” lamalar olacaktır. Bu çınların olması normal bir gelişmedir. Artık anlamını biliyorsunuz. Herhangi bir şekilde vücudunuzun tütüne/nikotine ve sigaranın içerdiği diğer zehirlere ihtiyacı yok. Bu “ÇIN” lamalar bir alışkanlığın terk edilmesi ile ortaya çıkan arayışlardan başka bir şey değildir. Çınlamaların zamanla çok azaldığını seyrekleştiğini göreceksiniz

Tütün Ne Kadar Bağımlılık Yapar?

Bu soruya verilebilecek en kısa cevap “eroinden daha fazla”dır. Sigaradaki nikotin, ciddi bağımlılık yapan bir maddedir, insanları genellikle yetişme çağında kendisine esir etmektedir.

İnsanlar sigaraya genç yaşlarda başlar ancak yaşlandıkça onu bırakmak zorlaşır. Ergenlik döneminde sigaraya başlayan çocuklar, hayatları boyunca sigara bağımlısı olma riski taşırlar.

Gençlerin 1/3’ü sigarayı denemektedir ve bunların yarısı sigara bağımlısı olma riski taşımaktadırlar. Ne yazık ki, hayatındaki ilk iki sigarasını tamamen bitiren gençlerin %85’i sigara bağımlısı olmaktadır. Kısacası bir kere başlayınca bir daha zor bırakılan bu korkunç alışkanlık, her yıl giderek artan rakamlarda can almaktadır

Sigaranın İçinde Neler Var?

Sigaranın içinde ortalama 44 adet zehirli madde vardır. Bunlar kanserojen maddelerdir ve en tehlikelileri arsenik, benzin, kadmiyum, hidrojen siyanid, toluene, amonyak ve propilen glikoldur. Örneğin; siyanid kesinlikle öldürücü bir zehirdir.

SİGARA İÇMENİN VÜCUDA ETKİLERİ

Artık herkes sigaranın ne kadar ne kadar zararlı olduğunu biliyor. Tütünün kanserojen olduğunu duymayan, bilmeyen kalmadı. Ancak, sigaranın zararları bununla bitmiyor, her türlü kalp ve akciğer hastalığına yol açıyor, damar tıkanıklığı felce kadar götürebiliyor.

İlk nefes … ve sonrası

Sigara içtiğiniz anda, vücudunuz etkilenmeye başlar. Nabzınız yükselir, daha hızlı nefes alıp vermeye başlarsınız. Kan dolaşımınız yavaşlar. Sigara içinde yaklaşık 3.700 zehirli madde barındıran bir karışımdır. Bunların büyük bir bölümü kanserojendir. En zararları da karbon monoksit, hidrojen siyanid ve amonyaktır ve bu zehirli kimyasal maddeler, bir nefes sigarayla kan dolaşımınıza karışır. Bunun sonucunda, astım, ciğer yangısı, göğüs ağrıları başlar. Daha sık nezle, grip ve soğuk algınlığı geçirmeye başlarsınız.

Her on üç saniyede bir kişi, sigaraya bağlı bir hastalıktan hayatını kaybetmektedir. Her yıl dünyada 2.500.000 milyon kişi sigara yüzünden hayatını kaybetmektedir. Bu ölümlerin başlıca sebebi akciğer kanseridir, ikinci önemli sebep kalp hastalıkları ve diğer kanser türleridir.

İnsan vücudunda, hiçbir bölüm yoktur ki; sigarada bulunan kimyasal maddelerden etkilenmesin. Bu bölümde, vücudunuzda kısa bir tur yapacağız ve vücudunuzun ne halde olduğunu size göstereceğiz:

Baş ve Yüz

Bir sigara bağımlısı olarak, ağız kanserine yakalanma riskiniz çok yüksek. Ayrıca tütün dumanı diş eti hastalıklarına yol açar, diş çürümesine ve nefesinizin kötü kokmasına sebep olur. Bunların yanı sıra sigara bağımlılarında kronik baş ağrılarında rastlanır. Beyne giden oksijende azalma olur bu da beyin damarlarının daralmasında neden olur. Bu durum kişiyi felce kadar götürür.

Akciğer ve Bronşlar

Soluk borunuzdan ve bronşlarınızdan geçen duman göğsünüze iner. Sigara dumanındaki hidrojen siyanid, bronşlarınızın çeperini yakar ve kronik öksürük ortaya çıkar. Bronşlar zayıfladıkça, bu bölgede pek çok hastalık oluşur. Akciğer salgılarında azalma olur ve bu da kronik öksürüklere yol açar. Sigara içenler, içmeyenlere on kat daha fazla akciğer kanseri olma riski taşırlar.

Kalp

Sigaranın kalbe verdiği zararlar tek kelimeyle yıkıcıdır. Nikotin kan basıncını yükseltir ve kanın daha çabuk pıhtılaşmasına sebep olur. Sigarada bulunan karbon monoksitin kandaki oksijeni yok etmesiyle damarlarda kolesterol depolanır ve bu da kalp krizi riskini arttırır. Bunun yanı sıra, kan dolaşımı bozukluklarına bağlı olarak, felç, parmaklarda kangren ve iktidarsızlık, sigara içenlerde çok sıklıkla görülen hastalıklardır.

Organlar

Sigaranın sindirim sistemine pek çok kötü etkisi bulunmaktadır. Sigara tüketimine bağlı olarak, midede asit salgılanması artar, mide yanmaları ve ülser başlar. Sigara bağımlılarında pankreas kanseri çok sıklıkla ortaya çıkar, büyük ölçüde ölümle sonuçlanır. Sigaranın ihtiva ettiği kanserojen maddeler, idrarla dışarı atılır ancak bu maddelerin vücuttaki varlığı mesane kanserine yol açar. Sigara yüzünden oluşan yüksek kan basıncı ise böbreklere büyük zarar verir.

Sonuçlar

Sigaranın sağlık üzerindeki kötü etkileri araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bu araştırmalar göre, sigara tiryakisi erkeklerin %40’ı henüz emeklilik yaşına gelmeden hayatını kaybetmektedir. Bu oran sigara kullanmayanlarda %18’dir. Sigara kullanan kadınlarda ise rahim kanseri riski çoğalmaktadır, hamile kadınların sigara içmesi ise sakat ve ölü doğumlarla sonuçlanmaktadır.

Tüm bunlara rağmen, sigarayı bıraktığınız anda vücut kendi kendini tamir etmeye başlar. On yıl içinde vücut hiç sigara içmemiş gibi olur. Ancak, sigarayı bırakmak için kanser ya da kalp hastası olmayı beklerseniz, vücudunuzun kendini tamir etmesi için pek fazla vakti olamayacaktır. Ne yazık ki, bu hastalıklar çoğunlukla öldürücüdür. Sigarayı bırakmanız için daha iyi bir sebep olamaz. Ne Dersiniz?

SİGARA ÜLKEMİZİN 1 NUMARALI SORUNUDUR

Türkiye’de Sigaradan Ölümler

Peki sigaradan daha öncelikli sorun var mı? Bir toplumsal sorunu neye göre sıralamalıyız. Şüphesiz ölçümüz insan hayatı ve sağlığına verdiği zarar ölçü olarak alındığında: Hiçbir şey, sigara kadar ülkemizde insanlarımıza zarar vermemektedir. Ölçümüz insan hayatıdır.

Her yıl ülkemizde 100.000 insanımızı erken yaşlarda sigaraya kurban vermekteyiz eğer önlem alınmazsa önümüzdeki 20 yılda bu sayı 250.000’e çıkacak.

Her yıl ülkemizde 100 bin kişinin ölmesi karşısında kılı kıpırdamayanlar var. Her yıl 100 bin kişi ne anlama geliyor?

• Her gün 1 uçak düşüyor ve 300 kişi ölüyor.

• Her yıl yüz bin nüfuslu bir şehrimize bir atom bombası atılıyor

• Her gün içi dolu 6 otobüs uçuruma yuvarlanıyor kimse sağ kalmıyor.

Sigarayı Daha Başka Nasıl Tanıyabiliriz. Ülkemizde en çok ölüme sebep veren diğer toplumsal sorunlarla karşılaştıracak olursak, sigarayı daha iyi tanıyabiliriz. Ülkemizde sonucu ölüm olan toplumsal belli başlı diğer sorunlarla karşılaştırılacak olunursa :

• Bilinen terör yılda 2-3 bin insanımızın

• Trafik terörü yılda 6-7 bin insanımızın

• Sigara terörü yılda 100 bin insanımızın hayatına mal olmaktadır.

Sigaranın yol açtığı ölümler; trafik, terör, iş kazaları vb. tüm ölümlerin toplamından beş kat daha fazladır

Öğrenciler Arasında Sigara İçme Araştırması

1994 – 1995 ÖĞRETİM YILINDA İSTANBUL ORTAOKUL VE LİSELERDE ÖĞRENCİLERİN SİGARA İÇMESİ İLE İLGİLİ YAPILAN ANKETİN DETAYLARI

Anket Yapılan Okul Sayısı: 19
Klasik Okul : 14
Anadolu : 2
Özel : 3
Anket Yapılan Okul Sayısı: 24
Klasik Lise : 16
Anadolu L. : 2
Özel Lisesi : 3
Meslek Lisesi : 3
Anket Yapılan Öğrenci Sayısı: 730
( Kız: 356 / Erkek : 374 )
Hz.- O1 : 226
O2 : 250
O3 : 254
Anket Yapılan Öğrenci Sayısı : 924
( Kız: 406 / Erkek : 518 )
1.- 2.Söm. : 285
3.- 4.Söm.: 322
5.- 6.Söm.: 317
Sigara İçme Oranları : (ortalama) % 34
Hz.- O 1 : % 18
O 2 : % 38
O 3 : % 44
Sigara İçme Oranları : (ortalama) % 77
1.- 2 Söm : % 58
3.- 4. Söm : % 81
5.- 6. Söm : % 88

Nikotin Bağımlılığından Kurtulma Tedavileri:

Son yıllarda sigara bağımlılığından kurtulmak için çeşitli tedaviler denenmiş ve bu tedavilerin kişinin kendi başına sigarayı bırakmasına göre 2 misli etkili olduğu gösterilmiştir. Tedavide ilk hedef yoksunluk şikayetlerinin giderilmesidir. Bunlar 4 hafta kadar sürebilir ancak açlık hissi ve arama hissi 6 ay veya daha çok devam edebilir.

Bu tedaviler genelde 6-12 hafta uygulanıp başlıca ikiye ayrılır:

1- İLAÇLAR

A-Nikotin içerenler: Nikotin bandı, vücuda yapıştırılarak 24 saat boyunca kişiye nikotin sağlar. Yan etkileri sadece deride tahriş ve uykusuzluktur. Ancak kalp veya ülser rahatsızlığı olanlar doktor kontrolü altında kullanmalıdır. Nikotin bandı ile beraber fazla miktarda sigaranın içilmesi nikotin zehirlenmesine sebep olur, ve acil tedavi gerektirebilir. Nikotin sprey ve nikotin sakız ülkemizde bulunmamaktadır ancak nikotin bandından daha üstün değillerdir; insanlara farklı kullanım seçenekleri sunması açısından önemlidirler.

B-Nikotin İçermeyenler: Amerika’da bir süredir kullanılan ve yakınlarda İngiltere’de sigara tedavisinde kullanımına başlanan Bu propion bir antidepresan olup sigarayı arama hissini azaltır, bu etkisi depresyonu tedavi edici etkisinden bağımsızdır yani ilacın faydalı olması için kişinin depresyonda olması gerekmez. Yan etkiler ağız kuruluğu ve uykusuzluktan ibarettir. Bu ilaç 300 mg. üzerinde kullanıldığında epileptik nöbetlere sebep olduğu bildirilmiştir. Sigarayı bırakmadan 1 hafta önce başlanıp 6-12 hafta kullanılır.

2- BİLİŞSEL/DAVRANIŞÇI TEDAVİ

Bu tedavi bireysel veya grup halinde uygulanabilir. Kişinin nikotine bağımlılığının gelişmesinde ve devamında öğrenmenin önemi vurgulanır.

Davranışçı tedavide kişiyi gün içinde sigara kullanımına iten faktörler; stres, arkadaş grubu, kişinin kendisine karşı olumsuz düşünceleri vs. bulunarak bunlarla sigarasız baş etmenin yolları aranılır. Tedavide kişi kendini içmediği durumlarda ödüllendirir.

Başlangıçta yüksek riskli durumlardan tamamen kaçınılır, giderek bu durumlarla baş etmek için stratejiler geliştirilir. Bunun için kişiye özgü kullanım riskinin yüksek olduğu durumlarda nasıl davranılabileceği tedavide öğretilir. Ayrıca egzersiz, yürüyüşe çıkmak gibi yeni davranışlar ödev olarak verilebilir.

SİGARA KONUSUNDA BİLİNMESİ GEREKEN BAZI GERÇEKLER

Dünya sağlık örgütü istatistiklerine göre dünya ülkelerinin birçoğunda en çok rastlanan ve en çok ölüme yol açan nedenler arasında ilk sırayı akciğer kanseri alıyor. Son 40 yılda yüzde 250 oranında artış gösteren akciğer kanserine sadece ABD’de her yıl 160 bin kişi yakalanıyor. Türkiye’de ise her yıl 30-40 bin kişide akciğer kanseri görülüyor.

Bir başka araştırmaya göre akciğer kanserinin yüzde 85’i, kronik bronşitin yüzde 75’i, kalp hastalıklarının yüzde 25’i sigaradan kaynaklanıyor. Uzmanlar, 100 bin kişilik nüfusta hiç sigara içmeyenlerin kansere yakalanma oranının yüzde 3-4, günde bir paket içenlerde yüzde 61, 1-2 paket içenlerde 143, günde 2 paket ya da daha fazla içenlerde 217 olduğuna dikkat çekiyor.

Marmara Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (MARÇEV) ile Sigara ve Diğer Alışkanlık Yapıcı Kimyasallar Etkileşim Birimi ve Dünya Sağlık Teşkilatı kaynaklarından alınan bilgilere göre tütün ve sağlık konusunda bilinmesi gereken gerçekler şöyle sıralanıyor.

ALKOL BAĞIMLILIĞI

Belirtiler

• İçki içmekten dolayı duyulan vicdan azabı

• Gereğinden fazla içki içme eğilimi

• Yakınların uyarılarına rağmen içmeye devam etmek

• Yakınların içki konusundaki uyarılarına sinirlenme

• Sevilen kişiyle alkol konusunda münakaşa etme

• Çevredekilerin kişinin bayılmadığını belirtmesine rağmen uyanınca bir gece önceki olayları hatırlayamama

• İçkiliyken söylenen ve yapılan işlemlerden pişmanlık duyma

• İçerken arkadaş ve yakınlarının yanında olmaya gayret etme

• Mali sorunlar

• Sorumluluk isteyen bir işte sebat edememe

• İçerken düzensiz yeme

• Alkollü araba kullanmaktan ve araba kazası yapmaktan dolayı tutuklanma

• Uyanınca titreşimler geçirmek ve azıcık alkol alınca bunların yok olması

• Günlerce hiç durmadan içki içmek

• İçki dönemlerinden sonra hayal görme ve hezeyanlar yaşama

• Hafıza kaybı ve konsantrasyon bozukluğu

• İçkiyi bıraktığını tekrar tekrar söylemek ve alkol problemi olduğunu reddetmek

Alkolizm kronik ve genelde gittikçe ilerleyen bir hastalıktır. Bazı dönemlerde sürekli içki düşünülür, içilen içki miktarı kontrol edilemez ve sebep olacağı sorunların bilinmesine rağmen içkiye devam edilir.

Kişinin alkole bağımlı hale gelmesi genelde alkolle birçok sorunlarını unuttuğunu fark etmesiyle başlar. Baş ağrıları, yorgunluk gibi yan etkilerine ve zihinsel rahatlamanın geçici olduğunun bilinmesine rağmen, kişi kendini gergin hissedince derhal içkiye sarılır. Oysa alkole bağımlılık arttıkça içilmediği zaman streslere tahammül daha da azalır.

Asıl sorun kaç bardak içildiği değildir. Çünkü her insanın alkole tahammülü farklıdır. Bazıları 1-2 kadehle zehirlenebilirler.

Alkole bağımlılık teşhisini koymak için kişinin içki içmeden gününü geçirip geçiremediğini saptamak gerekir. Alkol bağımlılığının nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ama soyaçekim olduğu ve doğuştan bir eğilim olabileceği düşünülmektedir.

Alkoliklerin sayısı tam olarak saptanamamaktadır. Çünkü bu kişiler alkolik olmadıklarını iddia ederek yardım istemezler.

Amerika’da yetişkin nüfusun % 5’inin alkol bağımlılığı olduğu düşünülmektedir. Genelde erkeklerde kadınlara göre daha sık görülmektedir. (kadınlarda da giderek artış vardır.) Kentlerde, yoksul kesimde ve azınlıklar arasında oran yüksektir.

TEDAVİ

Alkolizmin tedavisinde “alkolik kişi her zaman alkolik kalır” prensibi vardır. Araştırmalar alkoliklerin toplantılarda normal içki içen kişiye dönüşmelerinin imkansız olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla tedavide alkolü kişinin hayatından tümüyle kaldırmak amacı güdülür. Kişi bir damla dahi içmemelidir. Adsız Alkolikler Derneği üyeliği tedavinin uygulanmasında en başarılı yöntemdir. Grup desteği sağlamakta 12 aşamalı uzak durma programı uygulanmakta, buna dini bir temel de katmakta ve hastalığını reddetmemesi için alkoliğe çok yumuşak yaklaşmaktadır. A.A ile birlikte Antubuse adlı ilaç da içkiyi bırakmakta yardımcıdır. Alkolün normal oksidasyonunu önleyerek acetaldehyde’in kanda birikmesine yol açtığı için kalp atışlarını hızlandırıp kusmaya neden olmaktadır. Psikoterapi, kişinin kendine güvenini arttırarak yeni, sağlıklı davranış biçimleri yaratabilmektedir.

Alkolik derecesinde içki içmeyen günlük işini gücünü gören kişilerde de alkolün yavaş yavaş vücutta meydana getirdiği harabiyet çeşitli hastalıklara yol açar. Bunların başlıcaları karaciğerde yağlanma ve siroz, pankreas hastalıkları, mide, barsak, kalp ve damar hastalıklarıdır. B vitamini eksiklikleri de görülür. Öte yandan beyinde ve çevre sinirlerde de yıkım oluşturarak bilinç bozuklukları, felç, görme, denge bozuklukları gibi hastalıklar ortaya çıkabilir.

Sağlığa zararlı alışkanlıklardan korunmak için herhangi bir şekilde yasaklamanın sonuç vermediği görülmüştür. O nedenle kişiye her türlü açıklamayı yaparak ruhsal ve toplumsal yönden destek olarak seçimi ona bırakmak en uygunu olacaktır.

KUMAR TUTKUSU

BELİRTİLER

• Kumar arada sırada başlayarak adet haline gelip, giderek daha fazla kayıplara yol açmakta ve aile, iş vs. ilgileri ihmale neden olmaktadır.

• Kumarda en önemli neden, riskin verdiği acılı fakat zevki heyecanı tatmaktır.

• Para kaybedince suçluluk duyup bunu gizler

• Bir kez başladı mı, kazansa da, kaybetse de son kuruşuna kadar oynar

• Borçlarını ödeyebilmek için hırsızlık, dolandırıcılık, zimmetine para geçirmek gibi yollara başvurur.

Kumarbazlık erkeklerde kadınlardan daha sık rastlanır. Genelde fazla içkiyle birlikte görülür. Çok ciddi bir sorundur. Çünkü kişinin özel hayatını etkiler ve iflasa kadar götürür.

TEDAVİ

Grup terapisi, tek kişilik terapi ile tedaviye çalışılır.

KAFEİN BAĞIMLILIĞI

BELİRTİLER

• Edişe belirtileri

• Kas seyirmeleri, kulak çınlaması veya ışık parlamaları gibi sinir rahatsızlıkları

• Kalp çarpıntısı

• Mide, bağırsak ağrıları ve ishal

• Yorgunluk duyulmayan dönemler

• Uykusuzluk

• Eğer her gün alınan doz kesilirse içine kapanıklık, uyku hali, baş ağrısı ve uyuşukluk, tedirginlik, sinirlilik, hafif bunalım veya ara ara esneme

• Bunalım

• Kadınlarda fibrokistik meme sendromu( meme dokusunda selim kistler)

Kafein bağımlısı kimseler “kafein sarhoşluğu” yaşarlar. Kalp atışları toklaşır, çabuk sıçrama eğilimi gösterirler ve mide rahatsızlığı çekebilirler. Kahveyi bırakmak gayretine girdiklerinde baş ağrısı çekerler ve kendilerini uyuşuk hissederler. Kafein yalnız kahvede değil, çikolata ve kolalı içkilerde de bulunur.

TEDAVİ

Kafein bağımlılığının tedavisi alınan kafein miktarını azaltarak veya tümüyle bırakarak uygulanır. Susadığınızda kafeinsiz içkiler veya su içmek alışkanlığı kazanılmalıdır.

HAP BAĞIMLILIĞI

Hap bağımlılığı, ister reçeteyle alınan hap olsun, ister kanunsuz hap olsun tehlikelidir. Hapın uzun vadeli fiziksel etkisi, aile ve iş hayatında yıkıcı etkisi ve ani olarak bırakıldığında da doğacak riskler vardır. Bir kimsenin reçeteyle satılan ilaçlara, çeşitli doktorlardan reçete toplayarak bağımlı hale gelmesi sık rastlanır bir durumdur. Kanunsuz haplar yalnız kendileri zararlı olduğu için değil başka tehlikeli maddelere karıştırılma riski doğurduğu için de zararlıdırlar. Çoğu vakada yardım almak şarttır. Bu; destek grupları, hapın satılmadığı semtlere taşınmak veya gündüz bakım sağlayan merkezler yoluyla olabilir.

MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ SAKİNLEŞTİRİCİLERİ

BELİRTİLERİ

• Uyuşukluk ve koma

• Geveleme halinde konuşma

• Koordinasyon bozukluğu

• Hafıza bozukluğu

• Zihin karışıklığı

• Titreme veya kasların gevşemesi

• Aşırı sinirlilik

• Paranoya

• Duyguların uygun olmayan biçimde sergilenmesi

YAPIŞTIRICILAR

Gençler ve çocuklar yapıştırıcı koklayabilirler. Yapıştırıcı bir merkezi sinir sistemi sakinleştiricisidir. Yapıştırıcı doğrudan doğruya tüpten veya plastik torbadan veya bulaştırıldığı kumaştan koklanabilir. Başlangıçta birkaç koklamayla “sarhoş” olunabilir. Fakat birkaç hafta veya ay içinde sinir sistemi alışmaya başlar. Kronik olarak kullananlar üç beş tüp kullanmadan istedikleri etkiyi elde edemezler. İlk belirtiler alkol sarhoşluğuna benzer. Konuşma gevelemeye döner. Baş dönmesi hissedilir, serbest hareketler yapılır, uyuşukluk ve zihin kaybı başlar. Çocuk hayal görmeye başlar, ve bazen kendinden geçer.

BARBİTURATLAR

Birçok kimse barbituratları almaya gerginlikten, kuruntudan veya yetersizlikten kurtulmak için başlar. Orta yaşlılar sinirli olduklarından ve uykusuzluk şikayetlerinden dolayı bu ilacı doktorlarından alabilirler. Böylece etrafındakiler farkına varmadan yıllar boyu bu kişiler zehirlenebilir. Ancak konuşmaları gevelemeye dönüşüp çalışma yetenekleri bozulduğunda durum ortaya çıkar. Gençler barbitutratları “sarhoş olmak için alırlar.

Özellikle secobarbital gibi kısa sürede etkili olan barbituratlar önerilen tedavi edici dozun üstünde veya iki ay müddetle alındığında hem psikolojik hem de fiziksel bağımlılık meydana getirirler. Karaborsada en çok bulunan türler secorbarbital (kırmızılar, kırmızı şeytanlar), phenobarbital (sarılar) ve secorbarbital ve amobarbital karışımlarıdır( kırmızılar, maviler alaimsemalar). Bazı genç yetişkinler barbituratları damardan alırlar.

BENZODİZEPİNLER

Benzodizepin grubunun iki ilacı chlordiazepoxide (librium) ve diazepam (valium) ekseriyetle kuruntuyu ve alkolü bırakırken ortaya çıkan belirtileri kontrol etmek için verilir. Özellikle doktordan reçete alanlar bunları sık sık kötüye kullanır ve bunların merkezi sinir sistemine belirgin etkileri olur.

TEDAVİ

Yapıştırıcı koklama alışkanlığı olan bir çocuğun (ya da gencin) psikologa götürülmesi gerekir.

Barbituratlara veya benzodizepinlere olan bağımlılığın tedavisi, o kimsenin tehlikeli durumlara girmeden bunları bırakması gerektirir. Bırakmanın belirtileri ( hafif) kuruntu, halsizlik, terleme ve uykusuzluk olabilir. Ama nöbetler de gelebilir. Ayrıca yeniden başlamamasını sağlamak da tedavinin kapsamındadır. Bu destek gruplarının yardımıyla başarılabilir.

MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ UYARICILARI

BELİRTİLER

• Sinirli ve gergin olma

• Hızlı konuşma

• Tedirgin olma

• Konsantrasyon bozukluğu

• Güçsüz bırakan sürekli kullanma

• Burun tıkanıklığı( kokain kullanımı)

En yaygın biçimde kullanılan merkezi sinir sistemi uyarıcıları amphetaminler ve kokaindir. Amphetaminler olağanüstü psikolojik bağımlılık yapar. Bu da pişmanlık getirir. Uyarıcıları kötü kullananlarda artan mutluluk hissi etkilerine karşı dayanıklılık gelişir. Etkiler üç beş saat sürer. Biyokimyasal veya fizyolojik gereksinim anlamda fiziki bağımlılık azdır ve bu nedenle alkol ve eroin bırakma sendromu belirtileri kadar kuvvetli belirtiler görülmez.

Bazı kimsele kokaini tehlikesiz eğlence ilacı olarak düşünürler. Gerçekte kokain eskiden düşünüldüğünden daha tehlikelidir. Kokain genelde koklanarak alınır. Ancak gitgide daha çok sigara gibi kristal halinde içilmektedir. Arada sırada kokain iğneyle damardan da alınır. İlaç süratle özümlenir. İlk uyarılmayla ve büyülü ruh haliyle hemen etkisi görülür. Kokain sempatik sinir sisteminden bazı hormonları faaliyete geçirir. Bu hormonlar kalp atışını hızlandırır ve güçlendirir. Ayrıca kan basıncı artar ve vücut ısısı yükselir, insan daha tetikte olur ve iştah azalır. Bu reaksiyonlar cinsel isteği arttırır her şeyi kontrol edebilme gücü verir.

Tek bir orta doz kokain sizi öldürebilir. İğne yoluyla veya crack( kristal halinde) tütsüyle içmek daha tehlikelidir. Çünkü daha çok miktarda kokain doğrudan kanınıza geçer. Kokain kalbinizi aşırı çalıştırabilir, çok hızlı ve çok kuvvetli atmaya zorlayabilir. Kalp yoruldukça ritim bozuklukları görülebilir. Bu bozukluk kalbi durdurabilir. Kokain ayrıca kalp ana damarı(koroner arter) spazmı da yapabilir. Bu da ölümlere yol açabilir.

TEDAVİ

Amphetamini bırakan bir kimse o kadar büyük bir bunalıma girebilir ki intihar edecek duruma gelebilir. Bırakmak, ayrıca aşırı uyuşukluk, yorgunluk, kuruntu ve dehşet verici kabuslara neden olabilir. Amphetamini psikozu genellikle kendi kendisini sınırlar. Ancak, tedavisi destekleyici tedbirlerden fazlasını gerektirir. Bu durumda psikoterapi kullanılabilir. Fakat kişinin ilaca olan bağımlılığı terapinin etkili olmasını sık sık engeller. Hap tedavi grupları, çok kademeli kesme grupları uygulayıp yardımcı olurlar.

Fazla dozda alınmış kokain bağımlılığı acil tıbbi vakadır. Hastanede yoğun bakımda kan basıncı, kalp ritmi ve olabilecek nöbetler kontrol altında tutulur. Kronik kokain kullanma, ailenin doktorun ve akıl sağlığı uzmanlarının ortak çalışmasını gerektirir. Kişisel veya grup tedavisi genellikle yararlıdır.

OPİOİDLER (Afyondan Yapılan ve Benzeri Sentetikler)

BELİRTİLER

• Bunalım, ekseriyetle gerginlik, sinirlilik veren tip

• Kuruntu belirtileri

• Düşünmeden hareket etmek

• Başaramama korkusu

• Kendini beğenme, ümitsizlik ve saldırganlık

• Meselelerle başa çıkamama, üzüntüye, hayal kırıklığına tahammülsüzlük

• Hemen ödüllendirilmek, memnun edilme isteği

• Hap kullananlarla arkadaşlık etmek

Afyon (opium, yunanca özsu) haşhaş bitkisinin olgunlaşmamış tohum kapsülünden akan süt kıvamındaki maddeden yapılır. Opioidler, opiatelar (opiumdan tabii olarak yapılan maddeler9 örneğin eroin ve morfin etkisi yapanlar ve ağrı kesici, anestetik veya öksürük giderici( örneğin kodein ve metadon) olarak reçeteyle satılan sentetik maddelerdir.

Kanunen yasaklanmış bir madde olan eroin ekseriyetle iğne yoluyla alınır. Bağımlılar kullandıkları şırıngada sağlık için gerekli temizliğe önem vermediklerinden deri ve organ enfeksiyonları yaygındır. Özellikle tüberküloz ve kronik sarılık çok görülür. Hepatit B de, AIDS virüsü gibi ortak kullanılan iğnelerden geçer. Bu iki hastalığa da damardan uyuşturucu kullananlar arasında sık rastlanır. Son yıllarda orta sınıf grubunda opiate kullananların sayısı artmaya devam etmektedir.

TEDAVİ

Narkotiklere alışmanın kolay ve kurtulmanın zor olduğuna inanılırdı. Ancak Vietnam’da uyuşturucu kullananlar üzerinde yapılan sürekli bir inceleme Vietnam’da narkotikleri aşırı ölçüde kullanan birçok kişinin yurtlarına döndüklerinde bırakıp bir daha başlamadıklarını belirlemiştir. Tedavi, bağımlı olunan maddeyi güvenli biçimde bırakmayı ve üretken yaşama dönmek için destekleyici psikoterapi uygulamasını içerir.

MARİYUANA VE KANNABİS BİLEŞİMLERİ

BELİRTİLER

• İçe dönme

• Yanlış hüküm vermek

• Uyum bozukluğu

• Aşırı gerginlik

• Hezeyan

Sigara gibi içilen mariyuana bağımlılık geliştirmez. Sigarası mariyuana yapraklarından ve çiçeklerinden yapılır. Esrar, cannabis sativa adlı bitkinin yoğunlaşmış reçinesinden yapılır. İçindeki psikoaktif madde delta-9-tetrahydroconnabinol ,mariyuana,sigara gibi içildiğinde kannabis bileşimlerinin ağızdan alınmasında daha çabuk özümlenir.

Mariyuana veya esrar alan bir kimse kendisini rahatlamış ve enerjik hisseder. Bu duygu az veya orta dozda alınmış alkolün etkisine benzer. Mariyuananın etkileri diğerlerine oranla daha azdır.