ÖdevlerSAĞLIK EĞİTİMİ

ACİL HASTALIK VE KAZALARDA KİŞİSEL İLETİŞİM

Acil durumlar çok kez gelişen hastalık ve kazadan çok fazla telaşla değerlendirilir,bir panik yaratarak adeta bir ölüm havası yaratır.Bazen de esas hastalık veya kazaya bağlı önemli belirtiler geç çıkar veya sinsidir de önem verilmez veyahut kişiler kadercidir, önem vermezler.Fakat gideceği bir tatil kentine ulaşacağını düşleyen sağlıklı bir sürücü veya işini bitirip giderken nerelere uğrayıp da neler alacağını planlayan bir işçi kaza sonucu kendini bir hastanede bulur,bir yakınının aynı olayda öldüğünü duyarsa ne kadar sarsıldığını hepimiz biliriz. Evde ve işyerinde iken şu saatte şunun la buluşacağım diye hesaplarken,yediği bir şey,aldığı bir ilaç,sokan bir böcek,günlük yaşamında pek sorunu olmayan kalbi onu hastaneye götürebilir.bunlar aslında “acil “ kelimesinin kapsamına giren “nerede,ne zaman,nasıl olacağı bilinmeyenler”denkleminin bilinmeyen bir sonucudur.

Kurtuluş savaşımızdaki ilginç bir örnekle kaza ve yaralanmalarda ruhsal desteğin önemine değineceğim.Afyonkarahisar’dan batıya yol alan bir kıtamızda görevli,cesaret ve kahramanlıklarıyla ünlü Ali çavuş arkasından gelen bir kurşun sesi duyup ve kalçadan aşağı doğru ılık bir şeylerin aktığını hissedince”Eyvah anam vuruldum!”der ve bayılarak olduğu yere yığılır.kendisine yetişenler bakar ki Ali Çavuş yerde yatıyor ve ona gelen kurşun belinde asılı duran matarayı delip geçmiş ve Ali Çavuş’un pantolonu içine kadar su ile ıslanmıştır.Birkaç dakika sonra kendisine gelen Ali Çavuş durumu anlayınca hem yaralanmadığı için sevinç hem’de bayıldığı için utanarak “Ben bacağım koptu sanmıştım,meğerse ödüm kopmuş”der.

Bu nedenle acil durumlarda ruhsal destekten önce bu kişilerle ruhsal ve kişisel yaklaşım ve iletişimden söz etmek gerekir.Ani hastalık ve kazalarda bedensel zarar kadar ruhsal sarsılmada önemlidir.Aslında psikosomatik tıp dediğimiz beden ve ruhun birbirini etkileyişinin en güzel örneği bir kazada yaralanma ve kanamanın oluşturduğu hipovolemik şok kadar psikojenik şok ta önem taşır.Bu nedenle acil hastalık ve kazalarda kişilerde kalp.solunum durması ve kanama gibi öncelik isteyen tıbbi-acil –ilkyardım’dan sonra yapılacak ilk iş,bilinci yerinde olan ve olmayan kişiye yaklaşımda psikolojik incelik göstermek gerekir.Bu ruhsal yaklaşımda ise şunlara dikkat edilmelidir
1 HASTAYA YUMUŞAK VE GÜVENCELİ DAVRANMAK: Hasta ve yaralıya endişeli ve sert bir yüzle değil yumuşak güvenilir fakat mesafeli yaklaşım şarttır.Acil ilk yardımı yapacak kişinin yüzündeki durgunluk ve hatta istem dışı da olsa bazı yüz hareketleri hastada endişe uyandırır.Ayrıca aileden biri gibi içtenlikle yaklaşmak,güven vermek daha hiçbir şeyi araştırmadan “kız ne oldu sana,hadi naz etme” ya da “kalk yürü bakalım” gibi anlamsız laübalilik yapmadan ciddi fakat yumuşak davranmalıdır.

2 HASTAYA YAKINLIK GÖSTERMELİDİR :Hastanın gözüne bakarak veya omuzuna elini koyarak “geçmiş olsun,neler oldu anlat bakalım”diye ilk iletişimi kurulmalıdır.Bilindiği gibi göz göze gelme ve insanın elini tutma veya omuzuna,sırtına elimizi koymakla bir yakınlık kurulmuş olur

3 HASTALIK VE AKIBETİ İÇİN DAHA İLK MUAYENEDE ACIK VE GENİŞ KONUŞMAMALIDIR:Muayeneye başlamadan onu muayene edeceğimizi ve rahat olursa daha iyi yardım söyler ve muayenemizi yaparız.Muayeneden sonra Amerika ve bir çok Avrupa ülkesinde düşünülen tanı ve neler yapılacağının açık olarak bildirilmesi önerilir.Biz hasta ve yaralıyı ilk muayene ile daha da telaşa sokmamak için ,ileriki aşamada hasta veya yakınlarına tarafımızdan ACİL YARDIM MERKEZİ veya ilgili uzman hekimlerce yapılacak değerlendirmelerle kesin tanıya daha sonra varılabileceğini söyleyerek şimdilik ciddi bir durum varmışcasına (gerçek düşündüğü ciddi olay da olsa) hastaneye gönderileceği veya acil tedaviye başlanacağını söyleriz.Çünkü gerçekten acil ilk muayenede her zaman kesin tanıya varılamaz ve diğer bir neden de bizim insanımız daha duygusaldır ve daha sevecendir.Tanıdaki varsayımlarla onu üzmemek gerekir.

Hasta ve yaralının çok soru sormasına olanak vermemeli veya sorarsa yüzeysel,kısa,anlaşılır cevaplar vermelidir.Çünkü bizim birçok insanımız her kelimeden bir roman yazar ve bizi çok sıkıştırır.Halbuki birçok şeyi o anda bizde bilmiyor olabiliriz.

4 HASTAYA NAZİK VE SAKİN YAKLAŞMAK:Kötü haber ve olayları sükunetle anlatarak destek olmalıdır.Sıkıntıda olan hasta ve yaralının ağlaması,bağırması veya hıçkırıkları bizim davranışlarımızı kabalaştırmamalıdır.Daima genç kuşaklara tekrar eğitim gibi yaralı ve hastanın bizden biri ,annemiz,eşimiz,çocuğumuz olduğunu düşünerek olmalıyız.Çünkü o kişinin yalnız kolunun,bacağının yaralanmış veya kaybedilmiş olmasının kahredici endişesi ve korkusu bir yana aylar sürecek tedavi ve rehabilitasyona o ana kadar düşlediği hayallerini yitirmenin korkusundadır.

5 ÖZELLİKLE ilk anda kalıcı sakatlık yapacağı bilinen ,aynı kazada bir yakınını kaybedenlere,büyük mal kaybı olanlara teselli edici ve yatıştırıcı şekilde davranmalıdır.

6 HASTANIN DİLEĞİNCE DİNLENMESİNE YARDIM ETMEK: Sakınca olmadıkça tek başına yakınları veya arkadaşları ile birlikte olma ,yatma,oturma durumundaki isteklerine,tercihlerine göre rahat ettirilir. Ancak bu istekler tedaviyi ve çevreyi etkileyip rahatsızlık vermemelidir.

7 YAŞLILARA ÖZEN GÖSTERİLİR: İşitme,görme,hareket ve kavrana güçlerine göre hoşgörüyle davranmalı ve saygı gösterilmelidir.

8 ÇOCUKLAR: Bazen konuşmadığı için yalnız ağlar,fakat daima korkuludurlar,sorulara yanıt vermezler,muayeneye uyum sağlayamazlar.Bu nedenle çocuklara sevgiyle ,üniformasız olarak yaklaşılmalı,zekamızı kullanarak oyuncaklar göstererek,onunla oynayarak,onu güldürerek,dostluk kurarak,okşayarak.gülümseyerek yaklaşılmalıdır.Çekingenliğini dikkate alarak onları soymalı ve giydirmeliyiz.

9 ÖZÜRLÜLERE ÖZÜRLERİNE GÖRE YAKLAŞILMALIDIR:İşitme ve konuşma özürlüler ile yakınları aracılığı ile yazarak ve bazı işaretlerle anlaşma ve yakınlaşma yolları aranır.Bazen işittiği halde konuşamadığını,işitmese de dudak hareketlerinden konuşulanı anladığı unutulmamalıdır.Bunlara elimizi omuz veya başlarına koyarak,güler yüzle davranılmalıdır.

Görme özürlüler zeka düzeyine göre üç seviyede olmakla beraber bunlarla iletişim aile ve yakınlarının vereceği bilgiye göre yapılmalıdır.Fakat bazen kazadan dehşete düşen ,korkan ,konuşamayan veya olayı gizleyerek maskelemek isteyen,dövülen,cinsel saldırıya uğrayan insanlarda zeka ve ruhsal davranış bakımından bizi yanıltabilir.Bunları iyice değerlendirerek onları ürkütmeden kısa, basit sorularla yaklaşılmaya çalışılmalıdır.

10 UYUMSUZ KİŞİLER:Uyumsuz kişilerde,ruh hastalarında durumu iyi değerlendirip,hastayı ve kendimizi koruyarak ,ağır dorumluluk bilinciyle acil ilk yardım yapmalıyız.Uyumsuz davranış,ani hastalık veya kazadan endişe ve sonraki ruhsal baskıdan olabileceği gibi diğer anormal nedenlerde unutulmamalıdır.Alkol,uyuşturucu bağımlılığı,zehirlenme,kafa travmaları ,kanda üre,şeker,ve troksin yüksekliği veya şeker azlığı ,insülin azlığı v.s Yanında psikolojik ve bedensel ve ruhsal bozukluklar da uyumsuzluk yapabilir.RUH HASTALARI: Her şeyden hatta acil yardım hizmetinden önce onlarla iyi bir yaklaşımda olunmalıdır.Kişilerin kendilerine kötülük yapacağı kuşkusunda olan paranoid ve şizofrenik kişileri değerlendirmek ve yardım etmek hem zor hem de tehlikeli olur.Şizofrenide içe dönüklük,ilgisizlik,ikili düşünce,kişilik çözüntüsü,şüphecilik ,yalancılık,saldırganlık ve hayal görme halleri vardır ve ona göre değerlendirilmelidir. Paranoidler ise gururlu, keşifler peşinde görünen,rahatsızlığını gizleyen,kıskanç,güvensiz,kuşkucu,muhakeme sapıklığı,sosyal uyumsuzluk ve ikili karakter gösteren yapıdadırlar.Bunların oranları,davranışları ve yaklaşımları çok değişken olur,bunları değerlendirmek uzmanlık işi olmakla beraber toplumda bunlarında olabileceği unutulmamalıdır.Acil İlk Yardım yapacakların dikkatle kendilerini ve hastalarını koruyarak tedavi ve yardıma çalışmalıdırlar.Histerik kişileri bu gurup insanlardan ayırt etmek gerekir.Uyumsuz ve ruhsal durumundan kuşku duyulan hastalara yaklaşırken çok dikkatli ve tedbirli olmalıdır.Uyum bozukluğu ,korku ,horlanma,bilgisizlik,ilgisizlik,zehirlenme,hastalıklar veya kafa ya da boyunda yaralanma varsa ilkin bunları belirleyerek özel tıbbi acil yardım yaparak acil yardım merkezine gönderilir.Fakat ruh hastalarını özel korumalı ambulansla birkaç yardımcı ile acil yardım merkezine göndermelidir.Fakat bunun için hasta yanında acil yardım merkezi veya polise haber verirken bir deli için telefon edildiği söylenmez,yaralanmayla beraber hastanın ağır ruhsal baskı altında olduğu söylenir.Bu tip hastaları hastaneye göndermenin bile hukuki bir sorun olabileceği düşünülerek aile ve yakınlarından ve polisten destek ve yardım istenir.

11 ÖLÜMCÜL HASTALARDA VE ÖLÜMLÜ OLAYLARDA DAVRANIŞ:Ölümcül hastalarda acil ilk yardım hukuki ve vicdani çelişkiler yaratır.Kanser veya insanı tüketen başka bir hastalığın son döneminde korkunç ağrılar,felçler ve yaralar gelişebilir.Bu kişilerin bir çoğu ölümün yaklaştığını bilir,ruhsal çöküntüye uğrar veya sabırla karşılar, hatta ilaçlarla yaşamına son verilmesini ister.Bazıları durumun ciddiyetini kabullenmez,iyi tedavi edilmediğinden,ilgi gösterilmediğinden yakınarak hırçınlaşır,ağırlaşmasına karşın iyileşme beklentisindedir.Her iki gurupta da terminal dönemde yapılacak bir şey olmamakla beraber,hastanın bilinci ,kan basıncı,solunumu nabzı devamlı kontrol edilmeli ,durumu endişe verici de olsa hastaya bazı yardım edici çalışmalar yapılmalı ,pozisyonu değiştirilmelidir.Ölümcül hasta bazı isteklerde bulunursa(vasiyet) hastanın bilinç durumu ile bu isteği gerektiğinde yetkili yerlere bildirilmelidir

12 ANİ ÖLÜMLERDEKİ YAKLAŞIM : Araçta yanındaki yakınını ,ev veya iş yerinde sevdiğini ve yakınını ani bir hastalık (kanama,alkol,uyuşturucu veya diğer zehirlenmeler) veya kaza veya ölümüne tanık olması yanındakileri perişan eder.Bir yandan keşke onu yapmasa,bunu yapmasa kurtulurdu diye pişmanlık,kendisi veya başkası için suçluluk duyarak ağlamakta,bağırmaktadır,kusma bulantı hatta baygınlık geçirmektedirler.Bazen de derin bir suskunluk ve üzüntü gösterirler.Bu kişilere yaklaşma ve paylaşma önemlidir.

Bazen acil olarak ilk yardım yapacak kişi tedavi ve canlandırma yaparken hasta ölebilir.Bu durumu aileye üzüntüyle,neden öldüğünü ve yapılacak her şeyin yapıldığını kısa,acık ve güvenilir şekilde belirterek teselliye çalışılmalıdır,polise haber vererek olay yerinde gerekli önlemler alınmalıdır.Bazen de hasta öldüğü halde hastanın ölmediğini ,bayıldığını belirterek yine acil canlandırma yardımı isteyebilirler.Onlara kendi kanımıza göre maalesef ölmüş olduğunu fakat isteniyorsa kardiopulmoner resütasyona bir süre devam edilir.Bundan 32 sene önce bir çok doktor, profesör ve öğretim üyesinin katıldığı bir toplantıda konuklardan biri kalp krizi geçirmiş ve kalbi durmuş ancak yakını olan profesörler ilkyardım uzmanı RIDVAN EGE den açık kalp masajı yapmasını istemiş olaydan 15 dakika geçmiş olduğunu kendisinin oraya gelmesinin de 10 dakikayı bulacağını anlatmasına rağmen ailenin “her şey yapıldı” imajını bozmamak için gitmiş ve müdahaleyi yapmıştır.tabi sonuç değişmemiştir.

13DÖVÜLEN,YAKILAN,İŞKENCE GÖREN,CİNSEL SALDIRIYA UĞRAYANLARDA İLETİŞİM VE DAVRANIŞ:Böyle bir kişiyle veya şüpheli olgularla karşılaşınca ilkin gerekli hava yolu açmak yapay solunum,kanamanın durdurulması,kalp masajı gibi acil yardım yapıldıktan sonra olayın ciddiyeti ve gerçek nedeni araştırılmak üzere polisten yardım istenir.Bunun adli bir kovuşturma olabileceği görüşüyle olay yerindeki her şey korunarak ,tanık kişiler bekletilerek,hastanın giysisi,korunarak yaralar tespit edilir.

Bu dövülen ,yakılan,işkence gören veya cinsel saldırıya uğrayanların çoğunluğu çocuklar ve gençlerdir.Bu darbe ,yakma ve cinsel saldırı sonucu ölmeyip hayatta kalanlar ağır bir ruhsal baskı altında kalarak topluma ve insanlara sevgi ve güvenini yitirerek mutsuz bazen de kinci zararlı olmaktadırlar.Bu tip olaylarda ölenin ve hayatta kalanların yakınlarına ve hayatta kalanlara karşı davranış çok zor,her aile ve kişiye göre çok değişkendir..Eğer hayatta kalan kişi çocuksa bir süre ıslah ve rehabilitasyon merkezinde korunması ve tedavisi gerekir.

13İNTİHARLARDA DAVRANIŞ:İntihar olmaması gereken fakat insanı kendi yaşamını sonlamaya cesaret ettirecek kadar biriken veya ani gelişen bir olaydan olur.Diğer ülkelere göre bizde aile ve sosyal yapı,din,gelenekler yüzünden intihar azdır.1992 de 3646 kişi intihara kalkışmış bunlardan 120 si ölmüştür.Bazı insanlar intihar işini eyleme koyduktan sonra pişman olurlar fakat bunlar kurtarılması için getirildiğinde her zaman kurtarılamazlar.İlaç zehirlenmelerinde gerekli olan müdahale yapılır ,içilen ilaçların antidotları verilir.Eğer yüksekten atladığı,tren veya aracın önüne atıldığı veya bileklerini kestiği halde ölmemiş ise diğer yaralanmalar gibi bedenen ve ek olarak ta ruhsal ve davranış yönünden tedavi edilmelidir.Bunların çoğunluğu ruhen zayıf,alıngan,kronik alkolik veya uyuşturucu bağımlısı olabilir.Bazen de ailede kavga ,cinsel ve bedensel işkence gibi hiç beklemediği bir olayla karşılaşanlar ruhsal sarsıntı geçirdiklerinden bunlara aile ve toplum olarak anlayışla,abartmadan.sevgi ve hoşgörüyle ilgilenmek gerekir.Bu tip intiharların ruhsal ve davranış kusurlarından olmayıp kötü tesadüflerden olduğu hasta ve ailesine benimsetilmelidir.

13 KAZA GEÇİREN İNSANLARDA ŞAŞKINLIK VE BELLEK KUSURU:Zeka ve hafızası eski berraklıkta olmayan şaşkın kişilerin bu durumunun geçici olduğunu bilerek ,çevresine ve ona söyleyerek yardımcı olunmalıdır.

Görülüyor ki acil yardım gerektiren hasta ve yaralıların bedensel rahatsızlıkları kadar ruhsal davranışları ile de yakından ilgilenerek anlayışla yaklaşmak ,ona göre iletişim kurmak, yardımcı olmak,acil ilk yardımın temel ilkelerindendir.