ÖdevlerSAĞLIK EĞİTİMİ

KAZALAR VE İLKYARDIM

İLKYARDIMIN TANIMI

Bir kaza ya da hayatı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da kazazedenin durumunun kötüleşmesini önlemek için, ilaç kullanılmadan yapılan uygulamalara ilkyardım denir.

İlkyardımda amaç nedir?

1.Yaşamı koruma ve sürdürülmesini sağlama

2.Durumun kötüleşmesini engelleme

3.İyileşmesini kolaylaştırma

Belirli bir eğitim almış ve insan vücuduna müdahale etme alanında yasalarla yetkilendirilmiş kişilerce yapılan, ilaçlı müdahalelere acil tedavi denir ve ilkyardım kavramı ile karıştırılmamalıdır. İlkyardım eğitimi almış olmak bir kişiyi sağlık personeli yapmaz.

İlkyardımcının özellikleri ve sorumlulukları nedir?

1.Sakin ve telaşsız olmalı.

2.Hastayı sakinleştirmeli.

3.Çevreyi değerlendirip süren bir tehlike olup olmadığını belirlemeli.

4.Kendi can güvenliğini tehlikeye atmamalı.

5.Çevredeki kişileri,sağlık kuruluşları, itfaiye ve güvenliğe haber vermeleri için organize etmeli.

6.Hastanın durumunu değerlendirerek uygun ilk yardıma başlamalı.

7.Hastanın sağlık kuruluşuna bir an önce ulaşmasını sağlamalı.

İlk yardım malzemeleri

• Steril pamuk paketi
• Steril gaz bezi (çeşitli büyüklüklerde)
• Steril sargı bezleri
• Elastik bandaj
• Yara bandı
• Flaster
• Çengelli iğne
• Küçük bir ayna
• Cımbız
• Makas
• Termometre
• Alkol
• Amonyak
• Tendürdiyot, mersol, betadin gibi antiseptik çözeltiler
• Oksijenli su

İLKYARDIM VE UYGULAMALARI

İlkyardım kazaya uğrayan birini veya bir hastayı iyileştirme yönünde atılan ilk adımdır. Aşağıda ilkyardım uygulamalarında kullanılan bazı gereçlerle ilgili kısa bilgiler verilmiştir.

Askı : Askılar çoğunlukla yaralı kolları, bilekleri ve elleri koruyup destek sağlamak için kullanılır. Göğüs yaralarında da göğsü desteklemek amacıyla kolları hareketsiz tutan askılar kullanılabilir. Kol askıları kol yaralanmalarında ve bazı göğüs yaralarında uygulanır. Doğru uygulanan bir kol askısında el, dirsek hizasından biraz yukarıda olmalıdır. Bandın altı tüm parmak tırnakları görünür durumda bırakarak serçe parmağın köküne kadar uzanmalıdır.

Kol askıları aşağıdaki yöntemlerle uygulanır :

• Oturan hastaya askıya alınacak yaralı elini ya da ön kolunu dirsekten daha yüksekte tutması söylenir.

• Dirsek ile göğüs arasındaki açıklığı kullanarak üçgen bandın bir ucunu dirseği iyice saracak biçimde göğüsle kol arasından geçirin.

• Kolu tutarak askının alt ucunu kolun üzerinden alın ve yaralı taraftaki köprücük kemiğinin üstündeki çukura gelecek biçimde balıkçı düğümüyle bağlayın.

• Son olarak tepe noktasını öne doğru çekip bir çengelli iğneyle askının önüne tutturun.

• Askının ve bandın kan dolaşımını engellememesine özen gösterin ve durumunu buna göre ayarlayın.

• Ortama göre pratik askılar üretilebilir (ceket, kravat gibi).

Sargı (Bantlar): Kanamayı önlemek, sargıyı tutmak, şişmeyi engellemek, eklemlere destek sağlamak, hareketi sınırlamak amacıyla bantlar kullanılır. Kanamayı denetim altına almak, akıntıları emmek amacıyla yaraların üzerine örtülen steril koruyucu örtülere sargı adı verilir. Sargı yaparken eller çok temiz olmalı, yara ve çevresi oksijenli suyla temizlenmelidir. Yara bölgesindeki toz, toprak, cam parçaları varsa bunlar bol suyla temizlenmeli ancak yabancı cisim bulunan yaralara sargı yapılmalı, üzerine baskı yapılmadan bol miktarda katlanmış steril gazlı bez konulmalıdır. Yaralı bölge sargı bezi ile çok sıkmadan yaranın her yerini aynı ölçüde kaplayacak biçimde sarılır. Sarma işlemi bittikten sonra sargı bezini kenarı flasterle yapıştırılır.

Soğuk Kompres: Bir darbe sonucu ortaya çıkan şişlikleri azaltmak, ağrıyı dindirmek amacıyla soğuk kompres uygulanır. Bir pamuk tampon, havlu ya da benzeri bir kumaş çok soğuk suya batırıldıktan sonra hafifçe sıkılarak şişliğin üzerine konulur. Tamponun soğukluğu azaldıkça yenisiyle değiştirilir ve uygulama beşer dakika aralıklı olarak sürdürülür. Soğuk kompres için içi buz dolu lastik torba da kullanılabilir.

HASTA VE YARALI TAŞIMA YÖNTEMLERİ

Bir hastayı ya da yaralıyı güvenli biçimde taşımak için çeşitli yöntemler vardır. Acil durumlarda hasta sedyesiz olarak taşınması gerektiğinde uygulanacak bazı yöntemler aşağıda anlatılmıştır.

Beşik yöntemi : Zayıf hastaların ya da çocukları taşımak için bir kolunuzu kalçanın altından geçirip öteki kolunuzla bel üstünden sırta doğru kavrayarak kucaklayın. Kendinizi iyice tartıp dengeledikten sonra yavaş ve güvenli adımlarla yürüyün.

Sürükleme yöntemi :Yaralı ya da hasta ayağa kalkacak durumda değilse ve hemen bulunduğu yerden uzaklaştırılması gerekiyorsa kollarını göğsünün üzerinden çapraz toplayın. Sonra hastanın başucunda çömelip ellerinizi omuzların altından geçirerek ve başını da kollayarak yerde geri geri çekin.

Omuzlama yöntemi : Bilinci yerinde ve yürüyebilecek durumdaki hastayı ayağa kaldırın. Yanında durarak sizden yana olan kolunu omzunuzun üzerinden boynunuza alıp elini öteki elinizle tutun. Ters taraftaki kolunuzu da hastanın beline dolayarak ve ağırlığını bir ölçüde omuzlarınıza alarak birlikte yavaş yavaş yürüyün.

Sırta alma yöntemi : Hasta ağır değilse ve sarsılmasının pek sakıncası yoksa öne geçip çömelerek iki kolunu boynunuzun iki yanından tutup göğsünüzün önünde kavuşturun, sonra ayağa kalkıp, hasta sırtınızda olduğu halde yürüyün.

Dört el oturağı : Bu yöntem, bilinci yerinde ve kollarıyla tutunma yeteneği olan hasta için iki kişiyle birlikte uygulanır. Hastayı taşıyacak kişiler yüzleri birbirine dönük karşılıklı durur. Birbirlerini bileklerini çaprazlama tutarak bir oturak oluşturur. Hastaya sırtından yaklaşarak çömeliniz ve hastanın bir kolunu taşıyıcılardan birini diğerini ötekinin omuzuna atarak tutunması sağlanır. Sonra ayağa kalkarak hasta kenetlenmiş ellerin üzerinde taşınır.

İki el oturağı : Hasta yaralı veya bitkin durumda ise bu yöntem uygulanır. Taşıyıcılar hastanın iki yanında çömelir. Birer kollarını hastanın kalçasıyla dizleri arasından uzatarak birbirlerini bileklerinde sıkıca tutar ve hastanın buraya oturmasını sağlarlar. Öteki kollarını da hastanın sırtından uzatarak omzunu sımsıkı kavrar ve ayağa kalkıp yavaş yavaş yürürler.

İtfaiyeci taşıması : Bu yöntem hastayı taşırken bir elin boşta kalması gerekiyorsa uygulanabilir. Çocuk veya zayıf hastalara rahatlıkla uygulanabilir. Hasta kendi kendine ayağa kalkacak durumda değilse, yüzükoyun yatırıp başucunda ayakta durun. Kollarınızı hastanın koltuk altlarından geçirerek hastayı önce dizleri sonra ayakları üzerinde kaldırın. Sol elinizle hastanın sağ bileğinden tutun. Başınız hastanın uzanan sağ kolunun altında, omzunuz da karnın alt tarafına gelecek şekilde eğilin ve yavaşça omuzlarınızın üzerine düşmesini sağlayın. Sağ kolunuzu hastanın bacaklarının arasına ya da bacaklarını çevresine dolayın. Hastanın ağırlığını sağ omzunuza alarak ayağa kalkıp vücudunu iki omzunuzun üzerine doğru çekin. Hastanın sağ bileğini sağ elinizle kavrayarak sol kolunuzu serbest bırakın.

Sandalye ile taşıma : Hasta oturacak durumda ise ve merdivenli bir yere götürülecekse bu yöntem uygulanır. hasta sandalyeye oturduktan sonra bir kişi sandalyenin arkasıyla hastayı, ikinci kişi ise sandalyeyi ön ayaklarından tutmalıdır. Sandalyenin iki yanını korkuluklu olması yararlıdır. Sandalye geriye doğru eğilerek kaldırılır.

KAZALAR, KORUNMA YOLLARI VE YAPILMASI GEREKENLER

Elektrik Çarpması

Elektrik akımı ıslak el ve ayak yoluyla çarptığında kalp durması sonucunda ölüme neden olur. Elektrik akımının giriş ve çıkış noktalarında yanıklar dikkat çeker.

Elektirik Çarpmalarında İlk Yardım Nasıl Yapılır?

1.Önce ilk yardımcı kendi güvenliğini sağlar.

2.Elektrik akımının yaralı ile teması kesilir. Bu yapılmadan önce yaralıya dokunulmaz

3.Kuru tahta parçası ve lastik gibi elektrik geçirmeyen maddelerle hasta çekilerek veya kablo itilerek akımdan kurtarılır.

4.Solunum durmuşsa yapay solunuma,kalp durmuşsa kalp mesajına başlanır.

5.Yanık varsa soğuk su ile yıkanır.

Kalp Durması

Kalbin etkili kasılma ve kan pompalama gücünün ani olarak ortadan kalkmasına bağlı dolaşım durmasıdır. Kalp krizi elektrik çarpması, zehirlenme gibi nedenlerle ortaya çıkar. Hastada ani bilinç kaybı, nabız durması, kalp seslerinin duyulamaması, solunum durması, morarma meydana gelir, göz bebekleri genişlemiştir. İlkyardıma ilk 3 dakika başlanırsa sonuç alınabilir. Hastayı sert bir yere yatırarak ayaklarını 30-45 derece yukarı kaldırılmalıdır. Göğüs kemiğinin alt yarısına vurulacak kuvvetli bir yumruk kalbi çalıştırabilir. Solunum yolları açık tutulur suni solunum uygulanır. Kapalı kalp masajı uygulanır.

Kalp Krizi

Kalbi besleyen koroner atardamarların daralması veya tıkanması sonucunda beslenemeyen kalp kasının bir bölümünün ölmesidir. Hastada göğüs ağrısı, sol kola, boyuna veya sırta yayılan ağrı, sıkıntı hissi, terleme, nefes darlığı, bulantı gibi belirtiler olabilir. Kalp krizi geçirdiğinden şüphelenilen hasta sakinleştirilmeli, acil durumda alması gereken ilaçları verilmeli ve en kısa sürede bir koroner yoğun bakım birimine gönderilmelidir.

Kalp Masajı

Kalp durmasında uygulanan kalbi yeniden çalıştırma yöntemidir. Hasta sert bir zemine yatırılır. Baş arkaya eğilir, çene yukarı kaldırılır ve dilin geri kaçıp solunum yolunu tıkamamasına dikkat edilir. Her iki el göğüs kemiğinin üçte bir alt kısmına üst üste yerleştirilir. Alttaki el hiç oynatılmadan üstteki el göğüs kemiğini 3-5 cm içeri itecek şekilde kuvvetle bastırılır, bir an beklenip baskı kaldırılır. Bu işle dakikada 60-70 defa ritmik olarak tekrarlanır. Yardımcı biri bulunursa her 4-5 kalp masajından sonra bir suni solunum için ara verilir. yardımcı yoksa 5 kalp masajına karşılık 1 suni solunum yapılır. Kalp masajına 5 saniyeden fazla ara verilmemelidir. Kalp masajı çocuklarda tek elle, bebeklerde ise iki parmakla yapılır.

Güneş Çarpması

Kızgın güneş altında uzun süre kalanlarda ve daha çok çocuklarda görülen bir yaz hastalığıdır. Şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma ve yüksek ateşle kendini gösterir. Hasta serin bir yere götürülmeli, vücudu sıkan giysiler çıkarılmalı başına soğuk kompres veya buz torbası konulmalıdır. Ateş çok yüksek ise ıslak bir çarşafla vücut sarılmalı, hasta havadar bir yerde tutulmalı ve serin bir cankurtaranla hastaneye taşınmalıdır. Başa ve kasıklara uygulanan soğuk kompres vücut sıcaklığını düşürecektir.

Havale

Küçük çocuklarda ateşli hastalıkların yol açtığı bir durumdur. Havale belirtileri çırpınma, kol ve bacaklarda kasılma, katılma, ani ses çıkarma, çığlık, bazen dışkı ve idrar kaçırma, ağız köpürmesidir. Çocukta solunum durması veya hırıltılı solunum olabilir. Çocuğun havale geçirmesi durumunda hemen doktora haber verilmeli çocuğun giysileri çıkarılarak serinletilmelidir. Baştan başlanarak aşağı doğru suyla ıslatmak yararlı olabilir fakat çocuğu üşütmemeye dikkat edilmelidir. Sık sık havale geçiren çocuklar hastalandığında da ateş düşürücü ilaçlar verilerek ateşin fazla yükselmemesine dikkat edilmelidir.

Hayvan Isırıkları

Kedi köpek gibi evcil hayvanlar kuduz gibi öldürücü hastalıkları taşıyabilirler. Bu nedenle ısıran hayvanın sahibinden hayvanın aşıları konusunda bilgi edinilmeli ve hayvanın davranışları incelenmelidir. Hayvanın ısırdığı yer sabunlu su ile iyice temizlenmeli, hayvan salyasını yarayla temas etmemesine özen gösterilmelidir. Yara bol su ile yıkandıktan sonra antiseptik bir madde sürülmeli, kuru ve steril bir pansumanla örtülmelidir. Sahipsiz ve vahşi hayvanların ısırması durumunda kuduz olasılığı göz önüne alınarak mutlaka doktora başvurulmalı hayvan kaçmamışsa gözetim altına alınmalıdır. Kuduz şüphesi durumunda aşılar aksatılmadan uygulanmalıdır.

İnme

Beyinde kan dolaşımını azalması sonucunda bedenin bir yarısında uyuşma, güçsüzlük, karıncalanma, bazen konuşma güçlüğü, yüz kaslarında gevşeme ve ifadesizlik, göz bebeklerinin çapında değişiklik, çift görme, baş dönmesi gibi belirtileri olan bir tablodur. İnmeye yol açan dolaşım bozukluğu bir kanamaya, bir toplardamar veya atardamarın pıhtıyla tıkanmasına bağlı olabilir. belirtiler birkaç saat ya da bir iki gün içinde ilerler veya ani ve kısa sürede yerleşirler İnmenin çeşitli biçimlerinin ayırt edilmesi kesin tedavi ve sonuç açısından önem taşısa bile ilkyardım ve acil girişim önlemleri aynıdır. Hasta sakin tutulmalı, solunum yollarının açık olmasına dikkat edilmeli, oksijen verilmeli, yaşam belirtileri (solunum kalp atışı, nabız) izlenmelidir. ağız yoluyla yiyecek ve içecek verilmemelidir. Bilinci açık hastanın karşısına oturulmalı, göz bağlantısı kurulmalı ve hasta ile yavaş ve açık bir şekilde konuşulmalıdır.

Kanamalar

Dış kanamalar : Deride yaralanmaya yol açan zedelenmeler kafa derisi gibi bol damarlı bölgelerde daha fazla kanamaya neden olur. Kanama fazla da olsa bu tür kanamalar temizlendikten sonra sorun çıkarmadan düzelir. Damar kesiklerinde kanamayı durdurmak için damarın üzerine temiz bir bezle veya bulunamazsa elle baskı yapılmalı ve kesilen yerin üzerinden sıkı bir turnike uygulanmalıdır. Büyük damarların kesilmesine bağlı olarak uzun süre devam eden kan kaybı hastayı şoka ve ölüme götürebilir. Kanamayı durdurmak, yaranın temizlenmesini sağlamak ilk adımlardır. Kanamanın durdurulamadığı derin yaralanmalarda hasta daha fazla kan kaybetmeden bir an önce hastaneye götürülmelidir.

İç kanamalar : Yüksekten düşme, trafik kazası ve patlamalar veya kronik hastalıklar gibi nedenlerle vücudun iç organlarındaki damarların hasar görmesi sonucunda vücudun iç boşluklarında (kafatası, göğüs ve karın boşlukları) kanamalar olabilir. Bu kanamalara iç kanama adı verilir.

İç kanamalar dışarıdan belli olmadığından ilkyardımı yapan kişiler ancak hastanın iç organlarındaki hasar sonucunda şiddetli ağrısının olması, renginin solması, soğuk soğuk terlemesi ve bilincinin kapanması gibi şok belirtilerine bakarak iç kanamayı anlayabilirler. Her türlü kırılmada kırık çevresinde bir iç kanama meydana gelir. Mesela uyluk kemiğinin kalça hizasından kırılması en azından 1 litre kan kaybına yol açan iç kanamaya neden olabilir. Dalak gibi bazı organlar bisikletten düşme, otomobilin direksiyonuna çarpma gibi basit darbelerde bile patlayarak cerrahi girişim gerektiren iç kanamalara neden olabilir. Bu bakımdan kazaya uğrayan kişilerin olası iç kanama belirtileri yönünden izlenmelidir. İç kanama durumunda hastayı bir an önce hastaneye yetiştirilmelidir. Bu sırada hastanın tansiyonun daha fazla düşmesini önlemek amacıyla hastayı yatırmak ve bacaklarını yukarı kaldırmak gerekir.

Kramp

Kasların ani ve ağrılı gerilmesidir. bedensel egzersiz veya uyku sırasında kaslara kramp girebilir. Kramp en sık baldık kaslarında olur. Sıkı çorap lastikleri veya dar ayakkabılar kramplara yol açabilir. Yaz aylarında spor yapanlarda aşırı terlemeyle fazla tuz kaybı nedeniyle kas krampları görülebilir. Bu nedenle sıcak havalarda spor yapanlar düzenli sıvı ve tuz almaya dikkat etmelidir.

Kramp girdiğinde telaşa kapılmadan bölgeyi rahat bir konma getirerek gevşetici masajlar yapın, birkaç dakika içinde kaslar normale dönecektir. Kramp anında şiddetli müdahaleden kaçınmalı ağrı uzun sürerse bölgenin üzerine nemli ve sıcak bir havlu örtülmelidir.

Şok

Dolaşım yetersizliği nedeniyle dokulara yeterli kan gitmemesidir. Kan kaybı, kalbin pompalama yetersizliği, ani damar değişimler (genişleme/daralma) gibi nedenlere bağlıdır. Şoktaki hastanın tansiyonu düşüktür, kalp hızlı, nabız hafiftir. Solunum hızlanmıştır, cilt nemli ve soluktur. Burun, el ve ayaklarda morarma ve soğuma olabilir. Şokun son döneminde bilinç bulanıklığı ve ardından ölüm görülür. Şoktaki hasta düz yatırılarak bacakları 30 derece yukarı kaldırılır ama nefes darlığı varsa bacakları yükseltilmemelidir. Hasta yalnız bırakılmamalı, sıcak tutulmalı, dolaşımı kolaylaştırmak ve solunuma yardımcı olmak için dar giysileri gevşetilmelidir. Susuzluktan yakınan hastaların dudaklarını su ile ıslatın ancak içecek şeyler vermeyin. Soluma hızı, nabız ve yanıt verme düzeyi, mümkünse tansiyonu sık aralıklarla kontrol edin. Hastada kusma olasılığı belirir veya bilinç kapanırsa yana döndürerek güvenli konuma getirin. Kalp ve solunum durmasında suni solunum ve kalp masajına başlayın. Şoktaki hastayı vakit geçirmeden hastaneye kaldırın. Güvenli konumu koruyarak ve başı biraz daha aşağıda tutarak sedye ile taşıyın.

Tansiyon Düşmesi

Tansiyon düşmesi kısa süreli baş dönmeleriyle kendine belli eder. Aniden yataktan kalkıldığında veya ani bir hareket yapıldığında baş dönmesi olur. Kan dolaşımı tekrar normale dönünceye kadar hasta bir yere oturtulmalıdır. Tansiyon düşüklüğünden yakınanlar ani hareketlerden kaçınmalıdır. Çok fazla sıkmayan karın korseleri yararlı olabilir. Yemek aralarını çok uzatmamak gerekir. Doktora danışılarak kan basıncını geçici olarak arttıran ve dolaşımı düzenleyen ilaçlar kullanılır. Kahvenin tansiyon yükseltici etkisinden de yararlanılabilir. Başkaca bir zararı yoksa yazın aşırı terleme nedeniyle tuz kaybına bağlı tansiyon düşmelerinde tuzlu ayran içilmesi, tuz ve sıvı alımının arttırılması yararlı olabilir.

Yanıklar

Giysileri tutuşmuş olan bir kimsenin paniğe kapılarak koşmasını önleyin. Kaza kapalı bir yerde olmuşsa yanan kişinin dışarı çıkması önlenmelidir çünkü hava akımı ve kişinin hareketleri yanmayı arttıracaktır. Yanan kişi hemen yere yatırılmalı, su ile ıslatılmalı veya üzerine halı, battaniye, perde gibi alevleri oksijensiz bırakacak bir örtü atılmalıdır. Alevleri bastırmak için naylon veya kolay tutuşan kumaşlar kullanılmamalıdır. Kazazede yerde yuvarlanmamalıdır, bu daha önce yanmamış yerlerin de yanmasına yol açar.

1.derece: Ciltte kızarıklık (güneş yanığı)

2.derece: Üst derinin tam hasarı ve içi sıvı dolu kabarcıkların oluşması.

3.derece: Cilt altı tabakalarının ve daha derin tabakaların yanması.

Yanıklar ve haşlanmalar evde ve işyerlerinde sık görülen olaylardır. Özellikle çocuk ve yaşlılarda büyük ve derin yanıklar ölümle sonlanabilir. Yanık deri vücuttan sıvı kaybına neden olduğundan ve enfeksiyon tehlikesi nedeniyle titiz bir şekilde bakılmalıdır.

Yanıklarda İlkyardım olarak yapılması gerekenler:

• Yanmış deriyi 10 dakika süreyle basınçsız akan soğuk suyun altına tutun. Ağrı dinmezse daha uzun süre soğuk suya daldırın.

• Yanan alan şişmeye başlamadan önce buradaki yüzük, saat, kemer, ayakkabı gibi sıkı eşyaları yavaşça çıkarın.

• Yanan bölgedeki yanmış veya yanıcı maddeye bulaşmış giysileri soğumaya başladıktan sonra yavaşça veya mümkünse keserek ciltten uzaklaştırın. Yanığa yapışmış olan şeyleri çıkarmaya çalışmayın.

• Bu alanı steril bir bezle veya yanıklar için özel olarak hazırlanmış sargılarla kapatın. Yapışkan sargılar kullanmayın.

• Yüz yanıkları için steril bir bezden maske yapın. Burun, ağız ve gözler için delikler açın.

• Çok yanmış kol ve bacakları kımıldamayacak duruma getirin.

• Hastanı bilinci yerindeyse sıvı kaybını karşılamak için sık sık su içirin.

• Yanıklara yoğurt, salça diş macunu, losyon veya yağlı maddeler sürmeyin.

• Kabarcıkları patlatmayın ve yanık alana herhangi bir müdahalede bulunmayın.

• Tedavi için bir sağlık merkezine başvurun.

Zehirlenmeler

Zehirlenmeler dikkatsizlik, kaza veya intihar amacıyla meydana gelen günlük yaşamda sık görülen, ilkyardım ve acil tedavi gerektiren durumlardır. Vücuda giren zehirler çeşitli organ sistemlerinde etki gösterirler. Dolaşıma karışan bazı zehirler beyin ve sinir sistemi üzerinde etkili olarak solunum, kalp atışları, böbrekler, karaciğer gibi yaşamsal önemi olan birçok organda bozukluklara neden olurlar.

Gaz Zehirlenmesi

Kapalı yerlerde yanan maddeler havadaki oksijeni tükettiğinden ve zehirli gazlar çıkardığından buralarda bulunanlar boğulma tehlikesiyle karşılaşırlar. Sönmemiş mangaldan ve motorlu taşıtların egzozlarından çıkan gazlar, yangınlarda yanan maddelerden çıkan gazlar tehlike kaynağıdır. Yanma sonucu oluşan karbonmonoksit renksiz, kokusuz bir gazdır. Karbonmonoksit kandaki oksijenin yerini aldığından karbonmonoksit içeren dumanlar çok tehlikelidir. Karbonmonoksit zehirlenmesinde ilk belirtileri baş ağrısı ve baş dönmesi, kulak çınlaması, yüz kızarması, dudakların kiraz kırmızı rengini alması ve yorgunluktur. Bunları bilinç kaybı ve ölüm takip eder. Tehlikenin farkına varıldığın da kazazede bulunduğu yerden açık havaya çıkarılmalıdır. Kazazedenin solunumu durmuşsa suni solunum uygulanmalı ve bir an önce hastaneye ulaştırılmalıdır.

İlaç Zehirlenmesi

İlaç zehirlenmelerinde zehirlenmeye neden olanı ilacın etkilediği sistemlere ait belirtiler ortaya çıkar. İntihar amacıyla çok sayıda farklı ilacın alındığı durumlarda karmaşık tablolar görülür. İlaç zehirlenmeleri çoğunlukla uyku ilaçları ve yatıştırıcı ilaçlarla meydana gelir. Hastanın bilinci bulanık veya kapalı olabilir. Solunum düzensizliği veya durması ile karşılaşılabilir. Morarma, göz bebeklerinde küçülme, kramplar, kusma, cilt belirtileri görülebilir. Nabız hızlı, düzensiz olup bazen alınamaz. Soğuk terleme, tansiyon düşmesi, vücutta soğuma olabilir.

Hasta güvenli konumda yatırılmalı, solunum yolları açık tutulmalı, oda havalandırılmalıdır. Hastanın bilinci yerindeyse ağıza parmak sokularak kusturulmaya çalışmalıdır. Henüz mideden emilmemiş zehiri bağlamak amacıyla hastaya aktif kömür verilir. Zehirlenen kişinin aldığı ilaçların kutuları toplanır, kusuk materyali dökülmeden saklanır. Bunlar zehirlenme konusunda doktorlara bilgi verecektir. Hasta sıcak tutularak solunum, nabız ve tansiyonu düzenli olarak izlenir. Zehir merkezine danışılır ve hasta vakit geçirmeden sedye ile güvenli konumda hastaneye götürülür.

Mantar Zehirlenmesi

Amanita cinsi mantarların yanlışlıkla yenmesi zehirlenmeye yol açabilir. Amanita muscaria mantarı, sindirim ve sinir sistemleri üzerinde etki gösterir. Amanita phalloides mantarının ise başta karaciğer, böbrek ve kalp olmak üzere bütün doku hücrelerinde zehirli etkisi vardır. Amanita phalloides toksini ısıya duyarlıdır. Bu yüzden ancak mantarı çiğ olarak yemekle zehirlenme belirtileri ortaya çıkar.

Amanita muscaria zehirlenmesinde belirtiler:

• Mantarı yedikten yaklaşık 20 dakika sonra klinik belirtiler ortaya çıkar.

• Huzursuzluk, bilinç bulanıklığı.

• Susama hissi.

• Salya artışı.

• Karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal.

• Göz bebeklerinde daralma.

• Kalp atımlarının yavaşlaması.

• Titreme, havale, şiddetli kas kasılmaları.

• Şok-koma.

Yapılması Gerekenler:

• Hastanın kusturulması, midenin yıkanması gerekir.

• Antidot olarak atropin sülfat 15-30 dakika arayla tekrarlanarak verilir. Ağız kuruması veya hızlı kalp atımı ortaya çıkıncaya ve göz bebekleri genişleyinceye kadar devam edilir.

• Şiddetli kasılmalara karşı diazepam verilir.

• Damardan glikozlu serum verilir.

Amanita phalloides zehirlenmesinde belirtiler:

• Klinik belirtilerin ortaya çıkışı 12-24 saat gecikebilir.

• Başağrısı.

• Bilinç bulanıklığı, depresyon.

• Şiddetli kas kasılmaları, havale.

• Karın ağrısı, bulantı.

• Kanlı kusma ve kanlı ishal.

• Ağrılı karaciğer büyümesi.

• Sarılık.

• Çok az idrar çıkarma veya hiç idrar çıkaramama.

• Akciğer ödemi.

Yapılması gerekenler:

• Erken fark edilirse hastanın kusturulması ve midenin yıkanması gerekir.

• Atropin etkisizdir.

• Hastaya deksametazon damar yoluyla verilir.

• Akut karaciğer ve böbrek yetmezliği durumlarında karından yapılan diyaliz yarar sağlayabilir.

Besin Zehirlenmesi

Virüs, bakteri veya kimyasal madde bulaşmış gıdaların yenmesinden sonra meydana gelen zehirlenmedir. Hafif bir sindirim sistemi rahatsızlığına ve vücudun susuz kalmasına neden olabilir. Hafif zehirlenmeler, birkaç saat veya en kötü durumda 1-2 gün sürer. Fakat bazı besin zehirlenmeleri (botulizm ve kimyasal zehirlenme gibi) çok şiddetlidir ve kişinin hayatını tehdit edebilir. Genellikle besin zehirlenmelerinde bulantı-kusma ve ishal görülür.

• Bakteriyel besin zehirlenmesi: Karın ağrısı, bulantı-kusma ve ishal görülür. 1 saat – 4 gün içinde başlar, ve dört güne kadar sürer.

• Viral besin zehirlenmesi: Karın ağrısı, bulantı-kusma, ishal, baş ağrısı, ateş ve titreme görülür. 12-48 saat içinde başlar. Genellikle deniz mahsullerinin yenmesinden sonra olur.

• Kimyasal besin zehirlenmesi: Bulantı-kusma, ishal, terleme, sersemlik, gözlerde sulanma, aşırı tükürük üretimi, bilinç bulanıklığı ve karın ağrısı görülür. 30 dakika içinde başlar.

• Botulizm: Kusma, konuşma ve görme bozukluğu, kafadan başlayarak ayaklara doğru ilerleyen kas güçsüzlüğü görülür. Çok ender görülen fakat çok ciddi bir bakteriyel besin zehirlenmesi tipidir.

Evde kendi kendinize tedavi olmaya çalışıyorsanız :

• Kusma ve ishal vücudunuzun zehiri atma yöntemidir. Dolayısıyla; şikayetlerinizin başlamasını takip eden 24 saat zarfında kesinlikle bulantıyı veya ishali önleyici ilaçlar kullanmayın.

• Ağızdan sıvı alabilecek hale geldiğinizde, yaklaşık 12 saat boyunca temiz su ve sulu gıdalar alın. Daha sonra çorba, haşlanmış patates ve pirinç gibi gıdalar almaya çalışın.

• Kuralınız, ishal ve kusmayla kaybettiğiniz sıvıya eşdeğer miktardaki sıvıyı geri almaya çalışmak olmalıdır. Çünkü ishal ve kusma, vücudunuzun yüksek miktarda su ve mineral kaybetmesine neden olur. Vücudun susuz kalması ise özellikle çocuk ve yaşlılarda ciddi sorunlara sebep olabilir.

Asitlerle Zehirlenme

Asetik asit, hidroklorik asit, sülfürik asit, fosforik asit, nitrik asit gibi asitlerin kaza veya intihar amacıyla alınması sonucu ortaya çıkar.

Belirti ve Bulgular :

• Ağız, yemek borusu ve midede yanma ve ağrı.

• Şiddetli susama.

• Kanlı kusma.

• İshal.

• Kusmukta asit reaksiyon.

• Deri ve mukoza yanıkları.

• Kan basıncında düşme.

• Asit buharının solunması ile baş dönmesi, öksürük, köpüklü balgam.

• Asidin etkisiyle yemek borusunda darlık.

• Morarma, kanlı balgam, yaş raller ve akut solunum yetmezliği bulguları.

Yapılması gerekenler:

• Süt, yumurta akı, vd. albuminli sıvıların içirilmesi, bol su içirerek midedeki asidin seyreltimesi (dilüsyon).

• Antasitler (Aluminyum hidroksit, magnezyum hidroksit: Mucaine, Simeco, Talcid, vd.).

• Midenin yıkanması tehlikeli olabilir. Hastanın alkali sıvılar içirildikten sonra kusturulması tercih edilir.

• Ağrı kesiciler.

• Gırtlak şişebilir (larinks ödemi). Bu durumda solunum yolunu açmak için trakeostomi yapmak gerekebilir.

• Şokla mücadele için IV sıvı verilir.

• Kortikosteroidler.

• Darlık gelişen vakalarda dilatasyon veya cerrahi girişim gerekir.

• Deri ve mukoza yanıklarında bol suyla ve bikarbonatlı sıvılarla en az 15 dakika yıkama.

• Bu hastalığın belirtilerinden kuşkulanıyorsanız doktora danışınız.

Akrep ve yılan Sokması

Zehirli hayvanların içerisinde en tehlikeli olanları akrep ve yılandır. Yine bunların içerisinde de zehiri fazla veya az etkili olanları vardır.

Akrep veya yılan sokmasından sonra ilk yardım tedbirleri alındığı halde ısırdıkları yerin çevresinde şişlik görülürse; zehirin şiddetli olduğu anlaşılmalıdır.

Ne Yapmalı?

• Sokulan yer, vakit geçirilmeden, aleve tutularak mikrobu öldürülmüş bir bıçak veya jiletle yarılmalı; zehirli kan emilerek tükürülmelidir. (Kanı emen kimsenin ağzında yara olmamalıdır.)

• İlk yardım çantası varsa, yaranın üzeri dezenfektan bir solüsyonla temizlenmelidir.

• Sokulan yerin biraz üzerinden kravat, mendil, eşarp veya kemer gibi bir şeyle sıkmalı, böylece zehrin vücuda yayılmasına engel olunmalıdır. (Sargı yarım saatten fazla bekletilmemelidir, uzun zaman bekletilen sargı kan deveranını engelleyerek kangrene yol açabilir)

• Hasta en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna yetiştirilmeli; geriye kalan tedavisi bir doktora bırakılmalıdır. Doktor gerekli gördüğünde “yılan serumu” verebilir. (Isırılan yerin kızgın demirle dağlanması doğru olmadığı gibi, mikrop öldürmekten başka hiçbir faydası yoktur.)

Bayılmalar

1. Elbiseleri boyundan,göğüsten ve karından gevşetilir.

2. Hastanın beynine kan gitmesini sağlamak için düz bir yerde sırt üstü yatırılarak, ayakları yukarı kaldırılır ve sonrada şok pozisyonunda bekletilir. Kesinlikle başının altına yastık konmaz.

3. Hastaya uyarıcı kokular koklatılır. (Amonyak vb.)

4. Hastanın zorlanmaksızın kendine gelmesi beklenir.

5. Kendine geldiğinde su, çay gibi içecekler azar azar verilmelidir.

Kırıklar

1. Hasta sarsılmaz ve hareket ettirilmez.

2. Kanama varsa durdurulur.

3. Hasta taşınmadan önce kırık bölgesi hareketsiz hale getirilir.(Bunun için tahta gibi sert cisimler kullanılabilir.)

4. Açık kırık varsa (kırık uçları görülüyorsa) kırık kemik parçalarına kesinlikle dokunulmaz ve bunlar yerleştirilmeye çalışılmaz. Yara üzerine temiz bir gazlı bez kapatılır.

Burun Kanaması

1. Burnu kanayan kişinin başı hafifçe öne eđilir.

2. Hasta burun üzerine basınç yapar.

3. Bu sırada ağızdan soluk alıp verir ve asla sümkürmez.

4. Burun kanamasinda hastanin başi geriye doğru kaldirilmaz.

Donma

Kışın uzun zaman soğukta kalmış bir kimsede önce uç noktalardan (burun-kulak-yanak-parmak) başlayarak dokuların içindeki sıvı donar. Donmuş bölgedeki kan damarları iyice büzülmüş olduğundan dolaşım durur ve derinin rengi mum görüntüsü verecek şekilde solar.

Dikkat: Burun, kulak ve yanak donmaları ağrı yapmadığı için, donmakta olan şahıs bunun farkına varamaz. Ancak el ve ayak parmakları donarken şiddetli bir ağrı verir. Donma ilerledikçe dokular uyuşur. Kazazede halsizlik hisseder. Aynı zamanda şiddetli bir uyku bastırır. Bu uyku -donan şahıs farkına varıp tedbir almadığı takdirde- ölüm uykusudur.

Ne Yapmalı?

1. Soğuk karlı havalarda, tek başınıza, yaya olarak uzun yola çıkmayınız.

2. Çıkmak zorunda kaldığınız durumlarda mutlaka sıkı giyininiz. Külahsız ve boyun atkısız çıkmayınız.

3. Boyun atkısı ile ilk donacak olan burun, kulak ve yanak gibi yüz bölgelerini sarınız.

4. Ayakkabı yerine bot veya üstten boğdurmalı bir çizme giyiniz. Eldivensiz çıkmayınız.

5. Fazla üşüdüğünüzü hissettiğiniz an burun ve kulaklarınızı ellerinizle ovuşturarak ısıtınız.

6. Elleriniz fazla üşüdüğü takdirde koltuk altlarına sokarak ısıtınız.

Donmuş Bir Kazazedeye İlk Yardım

1. Yolda donmuş birini gördüğünüz zaman onu derhal arabanıza alıp üzerini sıkıca örtünüz.

2. Eğer yaya iseniz ve kazazede de baygın bir halde ise, onu derhal sırtlayıp meskun bir yere taşıyınız.

3. Donmuş bir kimseyi sakın sıcak sobanın yanına yatırmayınız. Sobasız serin bir odaya alınız.

4. Evvela soğuk suya batırılmış bezlerle donmuş yerleri fazla bastırmadan ovuşturunuz.

5. Dokular yumuşayıp kan deveranı başlayınca ılık suya batırılmış bezlerle masaja devam ediniz.

6. Kazazede kendine gelince onu ılık bir küvete oturtabilirsiniz. Banyonun suyunu yavaş yavaş ısıtarak şahsın iyice kendine gelmesini sağlayınız.

7. Banyodan çıkardığınız kazazedenin vücudunu kuruladıktan sonra ona sıcak süt veya çay içiriniz.

8. Yatağa yatırıp istirahat ettiriniz.

Dikkat: Donmuş bölgeye birden bire sıcak tatbik ettiğiniz zaman damarları zedeleyip kangrene sebep olacağınızı unutmayınız.